Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

176 syf.
·
Puan vermedi
Beni İncitemezsin
Kapağı kapatır kapatmaz “Tek bir ömrüm var, başkaları tarafından onaylanmak için mi yaşamalıyım gerçekten?” sorusuyla başbaşa kalıyorsun. Zaten “Merkezde sadece sen olmalısın” mesajını hikayeyle veriyor kitap… Sürekli öğrenmenin, gündemi kaçırmamanın, eylem halinde olmanın bizi verimli, dolu, donanımlı bir insan yaptığını öğrettiler. Durup bir düşünelim; sürekli verimli olmak zorunda mıyız? “Bazen bir şey yapmayarak da çok şey yapmış oluruz. Eylemsizlik de bilinçle tercih edildiğinde, bilinçle yapıldığından son derece güçlü bir eylemdir” diyor kitap. Bir de birbirine bağladığım yalnızlık meselesi var. Peki bilinçli yalnızlık mı zorunlu yalnızlık mı? Bilinçli yalnızlık, yaratıcılık dolu, insanın kendini dinlediği, kendiyle baş başa kaldığı ve ürettiği bir süreç. Kitapta da buna şöyle değinilmiş “Düşünsenize Dostoyevski evine hiç girmeyen bir adam olsaydı, yoğun bir iş hayatı olsaydı, gecesi gündüzü kalabalık geçseydi, gündüz toplantılar akşam partiler… Dinlenmek için 5 dakika bile ayıramıyor kendine, tam bir işkolik, gerçek bir sosyal kelebek, telefonları hiç susmuyor, sürekli internette içerik üretiyor, paylaşımlar yapıyor, videolar çekiyor, sizce Suç ve Ceza ne ara ve neden yazılacaktı ki? Karamazov Kardeşler’i kim düşünecekti? Ecinniler kimin aklına gelecekti?” Durup düşünme noktamız olmalı, kimseye verimlilik borcumuz yok ama kendimize hayatı istediğimiz gibi huzurlu ve mutlu yaşama borcumuz var bence. İyi olduğun konuları düşün ve bu konuların üzerine ne kadar çok gittiğini… Bir de kötü olduğun konuları düşün, bunların üzerine ne kadar gidiyorsun? Çoğumuz kötü olduğumuz konuların üzerine gideriz iyileştirmek için ama iyi olduğumuz konuları geliştirerek daha güzel yerlere gelmez miyiz? Sağlak birinin solak olmaya çalışması gibi. Halbuki sağ elini kullansa daha kısa zamanda daha güzel ve daha fazla resim çizecek ama o sol elini geliştirmeye çalışıyor, düşününce çok saçma ve vakit kaybı :) Bir de kötü bir haberim var, hiçbir zaman her şey kontrolün altında olamayacak. Değiştiremeyeceğin şeyleri düşünüp durmak sana vakit kaybettirecek; değiştirmek elinden geliyorsa harekete geç, gelmiyorsa sal gitsin gibi bi şey yani. Kitaptaki kahraman, sosyal medyadaki her yeni şeyden haberdar olmak istiyor ve buna bahanesi de reklamcı olması. Ama aslında reklamcı değil, sadece bir reklam ajansına ortak oldu. Ve bunu kendi isteğiyle değil babasının isteğiyle yaptı. Sürekli okuyordu, araştırıyordu, hızlı tüketiyordu ama çok okuması, çok araştırması onu çok iyi bir okur yapmıyordu. Yani her bilgiye ulaşmış insan aslında bilgi sahibi olmuyor. “Kaçırdığınız hiçbir şey olmadığı konusunda kendinizi rahatlatmalı, gevşemeli, stres yapmamalı ve korkmamalısınız. Kaygılanacak hiçbir şey yok. Tren kaçmıyor. Bu iyi haberdi… Bir iyi haberimiz daha var ki hangisinin almaya, bilmeye, öğrenmeye, hakim olmaya değer olduğuna da yine siz karar vereceksiniz… Hiçbir şeyin sizi manipüle etmesine, yolunuzdan çıkarmasına, dikkatinizi dağıtmasına izin vermeyin. Asıl manipüle olmak zaman kaybettirir” Bir de hepimizin ata sporu var; ertelemek. Ve hepimizin savunmaları aynı. Canım istemiyor, zahmete değmez, başaracağımdan emin değilim… Kitap bana bununla ilgili şöyle bir bakış açısı kazandırdı “Eğer gelecekteki ben zaman makinesinden bana bakarsa ne düşünür?” Kitap o kadar güzel ki tek bir hikayeyle bir çok farklı konuya değiyor. Bunu açıklamalar ve örneklerle yapıyor. En sonunda da size birkaç soru veriyor ve bunları cevaplamamızı istiyor. Bir de minik bir tavsiye veriyor “En sert kılıçlar en hafif darbede kırılır. Mesele dışardan aldığınız darbelerle ilgili değildir. Mesele tamamen sizin esnekliğinizle, merkezinizdeki duruşunuzla ilgilidir”
Beni İncitemezsin
Beni İncitemezsinMüthiş Psikoloji · Destek Yayınları · 2023458 okunma
·
37 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.