Herkese merhabalar Bugün bidünyakitapgrubu'nun seçmiş olduğu harikulâde bir eser , yaniii Emily Bronte den Uğultulu Tepeler ile buradayım. Emily Jane Bronte , İngiliz roman yazarı ve şair. Kaleme almış olduğu tek roman, Uğultulu Tepeler bugün İngiliz edebiyatının en önemli eserlerinden biri olarak anılmaktadır. ( Tek roman yazmış oluşu beni bir hayli şaşırttı. ) 19 yüzyılın edebiyatını araştırdığımızda karşımıza çıkan birçok durum ile yüz yüze kalıyoruz mesela o dönemde bayanların kendi isimlerini kullanamama durumları ve eserleri rahat bir şekilde yayınlayamamaları. O zamandaki felsefi ve düşüncedeki farklılığı, sosyal ve siyasal durumların etkisi ve evrilme süreçleri ile karşılaşıyoruz Eserimize geldiğimizde ise iki büyük ailenin başından geçen olayları evin hizmetçisinin ağzından birebir dinleti yapmamız ile bilgi edindiğimiz süreç. Eser'e başladığımızda kendimizi bir an eserinden sonunda buluyoruz sanki bu sonu bir başlangıç gibi kabul edip devamının nasıl geleceğini beklerken okuyucuyu kendini bu sefer tekrar başka bir başlanğıç kısımda buluyor. Ama ilerleyen süreçte olayı çözüyorsunuz. Anlatımlar harikulade , kurgu müthiş , kötülükse en dibi , iyilikse en üstü anlatılmış. Roman bize kişilerin karakterinin yanında zaman içinde evrilme süreçlerini muazzam bir şekilde sunmuş. Bu yönüyle bakarsanız çok güzel. Earnshaw ailesinin kızı Catherine ile ailenin evlatlığı Heathcliff arasındaki katlanılmaz sevgiyi (yani benim katlanamadığım) anlatan bir eser. Eserimizin ilk başında bir kiracı var bu kiracı evin hizmetçi kadını ile yaptığı sohbeti bütün eser sürecinde bizlere sunar. Lintonlar ve Earnshawlar arasında geçen anlaşmazlıklar , diyaloglar , aşklar , evlilikler , kavgalar , servetler , başlangıçlar ve bitişler diyorum. Babaları olan Earnshaw çiftliğe geldiğinde yanında bir çocuk ile döner , bu çocuk Heathcliff dir. Çelimsiz siyah bir çocuktur. Aile şaşırır ama içine alır. Heathcliff küçük yaştan beri ruhuna ve benliğini işlemiş olan ezilmişliğin, ikinci plana atılmışlığın öfkesini içinde ekerek yaşı büyüdükçe bunları da büyüten bir bireydir. Her şeyin sahibi olma arzusu onu yer bitirir. Aşık olduğu kız Catherine'nin diğer çiftliğin sahibi ile evlenmesi onu çıldırtır. Ve olaylar akıl almaz hale gelir. Heathcliff sevdiği kızın görümcesine (tabii ki bizde görümce ) sahte duygular sunarak onu tuzağına düşürür ,düşüncesi Catherine'nin canını yakmak ve Edgar Linton'dan öç alma isteği. Ve ve ve bütün mal varlığına kavuşacak gücü elinde tutmak. Heathcliff evlenir ama mutsuz bir evlilik , Catherine ilerleyen süreçte hastalanır bir yandan da hamiledir. Doğumu yapar bir kızı olur ve kısa bir süre sonra vefat eder. Heathcliff cenazenin yanına gelir aşkın anlamını son kez imâ ediş şekliyle saçından bir tutamı Catherine kolyesinin içine koyar son dokunuş ve son kayıptır bu. Heathcliff hayatın anlamını tamamen kaybetmiş şu anda içinde büyüttüğü tek şey öfke ve hırstır. Bu arada Heathcliff 'inde oğlu olur. Tek amacı vardır. Linton'ların servetine sahip olmak. Yani çocukları evlendirmek. Bunların hepsi olur. Ama zaman gösterir ki ; Yasam içinde bulunamayan huzur ,ölüm sürecinde de onu bulamayacaktır. Toprak Heathcliff e huzur vermeyecektir. Eser de o kadar çok isim var ki, hepsinin bir bir aklınızda tutmak için okuduğunuzu düşüncenizde canlandırmak ve eserin içerisine girebilmek yoksa neyin ne olduğunu çözemiyorsun. Bu çocuklar da kim? diyorsunuz ve kalıyorsun Kadının söz hakkının bulunmadığını ve değerinin olmadığını ,kendi ismini dahi kullanamadığını, evlendiği kocasının ismi ile hitap edildiğini, eğitimden, kültürden ufak ufak ne kadar pay alabilirlerse hayat içinde o kadar var olduklarını sunan bir eser. Yazar aslında eserin içine kendini de katmış diye düşünüyorum. Kendinin yaşadığı bir hayat olmasa kurgu bu kadar güzel, anlatım bu kadar akıcı ve hisler bu kadar etkili olamaz diye düşünüyorum. Bilemiyorum... Belki de doğru da düşünmüyorum. Ama olabilir diyorum. Zaten yazarımızın da tek romanı, ufak tefek kendini de serpiştirmiş ve noktayı koymuş diyorum. Her ne kadar sevilen bir roman olsa da sevmeyen okuyucular da var. Tam bir pembe dizi. Her ara verişte acaba ne oldu ? diyorsunuz. Kahramanlar size çıldırtsa da merak içinde kalıyorsunuz ve roman elinize su gibi akıp gidiyor. Belki beni eleştirebilirsiniz ama şunu söylemeden edemeyeceğim. Ben Aşk ve Gurur'u okuduğumda bu nasıl bir roman? . Şimdi bu roman bana ne kattı? demiştin ve beğenmemiştim. Bu eseri de o yüzden her daim ertelemiştim , ötelemiştim. Okumak fena olmadı. Okuyun sizlerde kendinizce değerlendirin derim. Naçizane.... Sevgiler Saygılar Hoşça kalın

Uğultulu TepelerEmily Brontë · Martı Yayınları · 201241,9bin okunma

··

2 artı 1'leme

·

254 görüntüleme

bidünyakitapgrubu

@bidunyakitapgrubu1 ·

04 Mart 11:57

Elinize sağlık 🌟👏🏻

Zeynep

@zeynepazrra ·

04 Mart 12:22

Sizlere teşekkür ediyorum🌸 Sizlerin seçimiydi okumak keyif verdi bana. Nice güzel eserlerde bir arada olmak ümidi ile...🙏

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.