Bu insanlar bir halktır, yaşayan bir halktır bir güruh değil, tam tersine dünyanın dördüncü büyük askeri gücüne karşı taşlarla, sapanlarla mücadele veren bilinçli bir halktır. Onlara olan borcumuz en azından devrimci mücadelelerine göstereceğimiz bağlılıktır ve bu mücadele Akdeniz'den İran Körfezi'ne, Mısır nehrinden Fırat'a, oradan da -Siyonist zalimlerin hep söyledikleri gibi- "daha ötelere" yayılmadıkça hiçbir zaman tamamlanmış sayılmayacaktır.