Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Stoacıların insan ruhu konusundaki dogmatik öğretisi, sayesinde dünyada­ ki tüm yaşam olaylarını, varlık ve oluşu açıkladıkları maddeci tümtanrıcılıkla yakından ilişkilidir. Tanrı her şeydir ve bu dünyayı oluşturan her şeyin dışında bir şey değildir: Evren Tanrıdır. Böylece Tanrı, yalnızca madde değil, aynı za­ manda dünyanın biçimi, yaşamı ve gücüdür. Tanrı ilk maddedir, Esir Ateşi, kendisini koruyan veya değişen ve sayısız biçimde dünyayı yaratan ateşli "ne­ festir." Tanrı, aynı zamanda bu dünyaya bir amaç sağlayan ve amaçlı işleyen güçtür: dünyanın aklı ve yasası. Böylece, aynı anda madde, zihin ve biçimlen­ dirici ilke olan evrensel Tanrı, farklı dönemlerde görüngülerin çokluğunu ken­ disinden çıkarır ve yine başka bir zamanda, tüm çokluğu ve bölünmüşlüğü kendi yaşam nefesinin ateşli birliğine geri çeker. Bu nedenle, biçimi olan her şeyde, yaşayan ve hareket eden her şeyde, içerik ve birleştirici biçim Tanrıdır; inorganik şeylerde "hal," bitkilerde "doğa," diğer canlılarda "akıllı olmayan ruh," insanda akıllı ve düşünen ruh olarak bulunur ve işler.35 Akıl bahşedilmiş olan insan ruhu Tanrıdan ayrılmış bir parçadır ve dünya­ daki her şey gibi ilahidir,36 ama diğer tüm şeylerden daha saf bir anlamda: "Ya- ratıcı ateş" (pyr tekhnikoıı) olarak kabul edilen Tanrının ilk ve asıl özüne, ilk saf­ lığının ve inceliğinin çoğunu yitiren dünyevi ateşten daha yakın kalmıştır.37 Ona, bir zamanlar ilk ateşte y;ışayan ve faal olan gerginliğin (tonos) kademeli olarak kaybedilmesiyle ilahi ateşten uzaklaşan ve yozlaşan aşağı maddenin tüm değişken biçimlerinden daha yakındır; ikamet ettiği ve yönettiği kendi be­ denindeki maddeden bile daha yakındır. Dolayısıyla, özsel olarak bedenden farklı olan münferit ruh, döllenmede bedeninin unsurları arasında ortaya çıkar ve insanın doğumundan sonra tam doğasını geliştirir.J8 Ancak, münferit, ayrı varoluşunda bile, içinde olduğu evrensel yaşamdan tamamen ayrı kalmaz: Tanrı olan "evrensel Yasa"ya ve "Kader"e, Yaşamın bütününü ve münferit ya­ şamları varoluşları boyunca belirleyen, kuşatan ve yönlendiren "Mukadde­ rat"a (pepromene, heimarmene) tabi kalır.39 Bununla birlikte ruhun kendine özgü bir yeteneği ve görevi vardır: kendini özgürce belirleme ve kendi karar ve ey­ lemlerinden sorumluluk. Evrensel Akıldan saf bir seyelan olmasına ve akıldışı unsurlara bağlı olmamasına rağmen, akıldışı seçim ve kötüde karar kılma imkanına sahiptir. Hepsi tek ve aynı ilk kaynaktan doğmuş olmasına rağmen, münferit ruhlar çok farklı karakter, anlayış ve irade eğilimindedir. Düşünce, irade ve davranışta akıldışılık dünyada yaygındır; anlayış sahibi olanlar azdır; aslında kendi iradesini dünyanın evrensel ve ilahi yönetimiyle tam bir uyum içinde tutan Bilge gerçek yaşamda asla tam ve saf olarak gerçekleşmeyen bir ideal model, naturae humanae exemplar'dır (insan doğası modeli). Ahlaki meseleler ahlaki öznenin ve iradesinin özgürlüğünü ve bağımsızlı­ ğını talep eder (irade yalnızca nefsine hakimiyet ve ahlaki olmayan dürtülerin bastırılmasıyla görevin gereğini yerine getirebilir); fakat bu bağımsızlık Stoacı metafiziğin temel tümtanrıcı öğretisiyle çelişir. Stoacılar, dünyanın (ve ona da­ hil olan ruhun) yalnızca birbirinden bağımsız ve ayrı tüm çokluğunu dışlayan tek ve mutlak bir Varlığın zorunlu öz-açılımı [Selbstentfaltung] olduğunu öğre­ tir. Ayrıca, saf ilahi gücün yanı sıra kötülük yapan ve kötülüğe çeken, bireyi her şeyi kapsayan kozmik yasanın yollarından sapma kabiliyeti ve isteği ka­ zandıran, akıl karşıtı bir ilke olarak herhangi bir Kötülük ilkesi de tanımazlar. Tanrı ve dünyayı çözülemez bir birlik içinde tutan saf tümtanrıcılık, insanlık ve ilahiyat arasında gerçek bir çatışma düşünemez; onu devirmek yoluyla Tanrı ile kaybedilen birliğin yeniden tesis edileceği bir Kötülük ilkesi çıkarımında bulunamaz. Tümtanrıolık, ahlaki veya dini bir talepte bulunmaz
·
39 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.