Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

376 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
30 günde okudu
--Ölü(m)ler Evinden Anılar-- İnsan ne zaman ölür, diye düşündüm durdum bitirdikten sonra.Son nefesini verdikten sonra mı yoksa yaşarken de ölünür mü? Evet yaşarken de ölünürmüş. Tıpkı bu kitaptaki ;o evde yaşayan insanlar gibi. İnsanlar mı desem yoksa prangalara vurulmuş cesedler mi? Peki ev neresiydi onlar için? Dört yılda bir 29 çeken şubat ayının şanslı kitaplarından biri
Ölüler Evinden Anılar
Ölüler Evinden Anılar
oldu. Okurken asla sıkılmadığım yazarlar arasında bulunan Dostoyevski'nin, yine üst düzey bir eserinin incelemesini, hakkında duygularımı düşüncelerimi dile getirmekten mutluluk duyarken aynı zamanda okurken verdiği hüznün, dramın karşılığını dökmeye çalışacağım. Sibirya'nın her zaman ki gibi sıcak olmadığı zamanlardan birinde, soğuk havasının ve insanın daha da soğuk bir cezaevinde başlıyor hikaye. Evet burası hiç ısınmıyor ve eğer ki bir mapusta sürgündeyseniz hiç ısınamazsınız. Ama yazarında dediği ve anlattığı gibi, alışırsın her şeye... Peki mapusta süreç nasıl ilerledi? Sanırım hayatta nefes alıp vermek kadar mühim bir şey varsa o da özgürlüktür. “Mutluluğu bilirim mutsuzluğu bana sor” diyen Ferdi Tayfur gibi özgürlüğü bilirim tutsaklığı da baş kahraman Aleksandr Petroviç'e sormak lazım. Onun gözünden anlatmak gerekirse ; hayatın en dibi orası, hayal kurmanın hastalık halini aldığı yer , hayal kuranlarında somurtkan kederli olanların yeri,umudun çokca olup umutsuzluğunda her an olduğu, mutluluğun az ama mutsuzluğun çokca olduğu yer orası, mütevaziliğin az hoşgörüsüzlüğün çokca olduğu yer orası...evet hapishane burası öyle olması normal diyenlerde var, elbette haklı olabilirsiniz kendinizce fakat şöyle bir de yazarın gözünden bakınız ; buraya haksız yere geldim ben mi hakettim bunları dercesine. Zaman ilerliyor sayılı günler azalıyor Petroviç son cümlesinde özgürlüğünü dile getiriyor. Umarım hep özgür yaşarsın Aleksandr Petroviç, hoşçakal. İncelemenin sonuna gelirken, Dostoyevski okuduğum için hiçbir zaman pişman olmadım ve kalan okumadığım kitaplarını da okuyunca pişman olacağımı sanmıyorum. Okunulmasını tavsiye etmeme gerek olmadığını düşünüyorum mutlaka okursunuz diye düşünüyorum. İncelememi hayran kaldığım paragrafların biriyle ile bitireceğim. Keyifli okumalar, kitapla kalın. “Kanımca artık yazdıklarıma son verebilirim. Zaten anılarım daha derine daldıkça, bazen fena halde can sıkıntısı duyuyorum. Bundan başka, her şeyi tam olarak hatırlayacağımdan da emin değilim. Son yıllarım belleğimden silinmiş gibi. Bazı olayları bütünüyle unuttuğumdan da hiç kuşkum yok. Hatırladığıma göre bu yıllar birbirine benziyor, hareketsiz ve sıkıcı geçiyordu. Yalnız, ta içimden gelen bir dirilme, yenilenme , yeni hayata kavuşma isteğinin umutlanmak için kuvvet, sabır verdiğini iyi hatırlıyorum. Ben de dayandım zaten ;bekledim, her geçen günü sayarak bekledim... İleride daha binlercesi olduğu halde, günleri teker teker, zevkle sayıyor, her geçeni uğurlayıp gömüyor, ertesi günün gelmesiyle bin değil de,dokuz yüz doksan dokuz gün kaldığı için seviniyordum. Yüzlerce arkadaş arasında bulunduğum halde, kendimi ne kadar derin bir yalnızlık içinde hissettiğimi hatırlıyorum. Sonunda bu yalnızlığı da sevmeye başlamıştım ya...”
Ölüler Evinden Anılar
Ölüler Evinden AnılarFyodor Dostoyevski · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201914,5bin okunma
·
4 artı 1'leme
·
432 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.