"Türk kültüründe siyasetnâme anlayışının merkezinde yer alan
Kutadgu Bilig’in bulunan üç nüshasından Herat’da yazılan birincisi
Uygur alfabesi ile Mısır ve Fergana’daki diğer nüshaları Arap alfabesiyle
yazıldıkları için yazarın eserini önce hangi alfabe ile yazdığı hususunda halen temel bir tartışma vardır."
"Türkler, X. asırda Müslüman olmalarına rağmen on birinci asırda yazı
dilinde Uygur harflerini kullanıyorlardı."
" Kutadgu Bilig’in
ithaf edildiği Tamgaç Buğra Kara Hakan devrine ait Yarkend’de tanzim
edilmiş mahkeme kararları arasında hem Uygur hem de Arap harfleriyle yazılmış Türkçe vesikalar vardır ama Arap harfleriyle yazılmış olanlar
da vardır."
" Rahmeti Arat’a göre Yusuf Has Hâcib, “Türkistan’da hânedân
mensuplarının birbirlerine karşı mücadelelerinin kuvvetlenmiş olması ve bu
iç kargaşalık arasında, gerek ayrı fertlerin vaziyetinin ve gerek cemiyet ve
devlet esaslarının sarsılmış bulunması göz önünde tutulursa, cemiyetin temelini teşkil eden ahlak prensiplerini yeniden tanzim etme” kaygısıyla bu
eseri yazmış olmalıdır. Bilhassa geçmiş günlerde ideal bir cemiyetin tasviri
yolu ile kendi devrini tenkit etmesi dikkat çekmektedir."
"Kutadgu Bilig kafiyeli şekilde yazılmış etik bir çalışmadır. Muhtevasında bir hükümdârın halkına karşı görev ve sorumluluklarından, çeşitli devlet
memurlarının niteliklerinden, gerçek yaşamın erdemlerinden, topluma zarar veren kötü alışkanlıklardan, kısaca fani dünyadaki bireysel ilişkilerden
ve acımasız kaderden bahseder. Eserin bütününde hâkim olan ruh, İslâm
dünyasının tamamında veya genel olarak doğuda saf Altayik veya Türk
bakış açısını yansıtan ahlaki fikirlerdir ve Tibet-Çin öğretilerinin tesirleri,
Fars-Arap tesirinden daha baskındır."
Ergin Ayan Kutadgu Bilig ve Tarih
Yukarıdaki konu ile ilgili bilgilerden sonra, öğütlerle dolu bu kitabın, kadınlar hakkındaki yazılan kimi beyitleri:
"Bu kızlar doğmasa daha iyi doğarsa yaşamasa
Eğer doğarsa yeğdir ona yerin altı" şeklindedir.
Sayfa 338
Göle damlatılan birkaç damla zehrin bütün göldeki yaşamı yok etmesiyle eşdeğer bir anlam taşıyor yukarıdaki sözler benim için . Türk'ün Töresi ve insanı dengeli-ölçülü bir yaşam etrafında birleştiren kitap, bu sözleriyle bilginin doğruluğu-inandırıcılığı ve etkisini yitiriyor benim nezdimde. Bir sap için samanlık yakılır mı bilemiyorum. Belirttiğim dizenin eserin diğer nüshalarında olup olmadığına yönelik fikrim de yok. İslam öncesi Arap etkisi olarak gördüğüm, kadının varlığına yakıştırılan bu düşünce dönemin insanları, hükümdarları tarafından ne derece karşılık bulmuştur bilemiyorum. Türlü bilinmezler içinde başka bir kitapta-düşüncede görüşmek üzere.