Hüseyin Rahmi Gürpınar'ın mizahi dehasını konuşturduğu bir kitap okudum.
Kitabın alt başlığı "Boğaziçi sırtlarında bir konakta, "evlatlık" yakışıklı bir delikanlıya şehvetle tutkun hanımların birbirleriyle mücadelesi..." olsa da konuya tam olarak aşk demek mümkün olmuyor.
Evlatlık verilmiş bir kişinin minnet duygusuyla ezilmesi
Kurnaz doktorların ve sağlık sisteminin eleştirilmesi
Yaşıyla barışamamanın gelgitleri
Eşler arasındaki yaş farkının sonuçları
Konakta çalışanlar ve yaşayanlar arasındaki ilişki
Gerçek güzelliğin iç güzellik olması gibi konulara değinilmiş.
Karakterler açısından bakarsak romandaki hiçbir karakter yüzeysel değil. Hastalık hastası Hasan Ferruh Efendi'nin bile yaradılış-iyi ve kötü hakkında felsefi düşünceleri var.
Ermeni Doktor Alimyan'ın bölümlerinden atlayarak geçtim itiraf etmek gerekirse. Anlaşılması güç tıbbi terimler kullanıyordu ve sürekli sayfanın altına açıklama kısmına bakmak yorucu oluyordu.
1919 yılında yazılan bir kitaptan dönemin gerekliliklerine uygun olarak muhteşem bir son bekleyemiyorsunuz. Tahmin edilebilir. Bazı güzel noktalara değinmesi ve yazarın mizahi dili için okunabilir.