Gönderi

"Tevrat'tan günümüze kadar sürgün diye bir vaka var. Özelikle aydınlar açısından. Bu aydınlar sürgünde kendilerini ifade edebilmek, saygın bir yer bulabilmek, unutulmuşluklarını önleyebilmek, tarihte iz bırakabilmek için büyük bir çaba sarf etmişlerdir. Ve bunların çok önemli bir bölümü dile sığınmışlardır. Kendi anayurtlarını, kendi anadillerini, kendi hatıralarını dile taşımışlardır. Ve dilde bir anayurt oluşturmuşlardır. Dolayısıyla sürgün edebiyatı hüzünlü bir edebiyat, ama dilin çok rafine kullanıldığı, edebiyatın yeni tekniklerle geliştiği bir edebiyattır sürgün edebiyatı, aynı zamanda kendini yenileyen ve sürekli yarına taşıyan bir geleneği de temsil etmektedir."
Sayfa 177Kitabı okudu
··
28 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.