Eser; tam anlamıyla bir sanat, edebiyat, felsefe, polisiye ve tarih baş yapıtı ve bu konularda daha önce araştırma yapmış ve bilgi sahibi olan okuyucuların okuyabileceği ve bu okumadan tat alabileceği bir şahaser. Öncelikle okuması kolay bir eser olmadığını söylersem yanlış olmaz çünkü; ilk 100 sayfası sancılı geçiyor. Okumanızda 300'üncü sayfalara geldiğinizde ise bir anda kendinizi Ortaçağ Hristisyan dünyasında bulacaksınız, kitap sizi içine almayı başaracak ve kitabı; karakterlerin yanı başında her şeyi birebir onlarla beraber yaşıyormuşçasına bir hisle okuyacaksınız. Gülün Adı; İlk bakışta ustalıkla işlenmiş polisiye türünde bir kitap gibi algılansa da Yazar aslında polisiyeyi okuyucunun merakını hep diri tutmak için kullanmış. Dönemin çalkantılı atmosferini, din ve devlet, papa ve imparator ilişkilerini, engizisyon mahkemelerini temel alan eserde kendinizi; 14. Yüzyıl Avrupasında din ve bilimin çatışmasının tam orta yerinde bulacaksınız. Skolastik düşüncenin ve bağnazlığın hakim olduğu bu dönemde düşüncenin en küçük cezasının idam cezası olduğunu görecek ve Avrupanın o karanlığından şu anki aydınlığa gelişine hayretler içinde tanık olacaksınız. Eser Aristoteles gibi filozofların yanı sıra İslam düşünürlerinden de bahsetmiş( İbn-i Rüşt, İbn-i Sina, er-Razi vb.) onlara da göndermeler yapmış. Bu bölümleri okumak çok kıymetli ve bilgilendirici olmasının yanı sıra bizlerin de o dönemde aydınlığı yaşadığımız ve şu anda gitgide karanlığa çekildiğimiz sugötürmez bir gerçek ne yazık ki... Son olarak söylemek isterim ki; Kolay bir okuma serüveni sizleri beklemiyor ancak sessiz ve kendinizle başbaşayken okuduğunuzda lezzetli bir okuma olacağından da hiç şüpheniz olmasın. 733 sayfalık bu dev roman her kitaplıkta olmalı diye düşünüyorum.

Gülün AdıUmberto Eco · Can Yayınları · 202012,5bin okunma

·

1 artı 1'leme

·

32 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.