insan başkalarını anlatamaz; yalnızca kendini anlatabilir.
( S: 61)
Kış Uykusu kıtabın ortasından başladım yine..
İnsanların kimseye anlat(a)madıkları, içlerinde bıtıkır, döxe düşer, yazıya düşer okurın zihninde kalır..
Darbe sonrası ülkenin üzerine çöken ağır iklimi anlatan öyküler denmiş arka kapakta., Başlarken
Salıverildikten birkaç yıl sonra, gözaltına alınan bir yakınlarını soruşturmak için Şube'ye gittiğinde, çevredeki evlerin görünmez bir perdeyle örtülmüşçesine silindiklerini görmüştü...
Şube'ye bakan pencerelerde hiçbir hayat belirtisi, balkonlarda tek çiçek yoktu, birkaç saksının içinde tozlu, kahverengi ya da griye dönüşmüş yapraklar seçiliyordu, apartmanların ön cepheleri, sahipleri uzun bir zaman önce terk etmiş gibi kirli ve bakımsızdı. Sanki onu kapıya çıkarıp, gözündeki bandı çözen polisin, "Kimseyle görüşme, sokağa çıkma" sözleri, Şube'nin karşı konulmaz bir buyruğu gibi dalga dalga yayılmıştı. Bu evler gibi başka evler, başka semtler, başka kentler de uzun bir kış uykusuna yatmıştı."
Kış Uykusu
Yazdıklarından politik bir altyapı olduğu hemen anlaşılıyor, Yalın bir dili var.yazarın Kısacık betimlemeler., güzel ifadeler le sarıp satmaloyıt
Sarmalıyor okuru, Kıtapda
Kış Uykusu oyku dıye geciyor,sitede. Roman deniliyor, yazar ılk oykü kıtabıymış aynı zamanda
Keyıfle okudum bu ikinci buluşmamız