·
Puan vermedi
"Olmak için önce olmamak gerekir" (s.116)
Bir olgunlaşma romanıdır fakat geleneksel doğu anlatı geleneklerinde görülen bir masal atmosferi kurgusu çerçevesindedir.
Akıl hastanesine dair gözlemler ve çekilen dikkat ile belki ilk defa akıl hastanesi romanlaştırılmıştır. Romanda çeşitli dinlerin yansımaları da görülmektedir. Bunlar genellikle Asya merkezli inançlardır. Bu bağlamda ruhun sonsuzluğu, insanın varoluşluğunun sürekliliği, mekanda hayalden hakikate geçiş vb. temaları ile felsefi yönden de ele alınabilir. Aynı zamanda Eflatun'un "mağara metaforu" ile metin arasında ilişki kurmamız mümkündür.
Bireyin içsel yolculuk sonucunda, ilkel hâlden olgun hâle geçişini ele almaktadır. Tasavvufi söylemler sadece bir metafizik olarak değil, insanı anlamada bir araç olarak da kullanılmıştır. Arayış içinde olan insanın dünyevi kimlikten sıyrılıp tasavvufi kimliğe erişme konusu, bir doğu anlatısı olan "Simurg Hikâyesi'nde" de karşımıza çıkar.
Raci'nin ruhunda, kişiliğinde parçalanmalar vardır ve Aynalı Baba önderliğinde kendini toplama yoluna çıkar. Bu içsel yolculuğa Raci'nin rüyaları ve Aynalı Baba ile olan diyolaglarında eşlik ederiz. Zaman ve mekan sınırları aşılır, izafilik esastır. Yüce birey arketipi olarak karşımıza çıkan Aynalı Baba, yol gösterici kimliktedir.
Yazar, eserini iki kitap halinde hazırlamıştır. İlk kitap; 24 Temmuz 1909 yılında, Necat Gazetesi'nde tefrika edilmeye başlanmıştır. 23 Haziran 1910 yılında, dokuz bölüm hâlinde "Raci'nin Hatıraları" alt başlığı ile basılmıştır. Raci'nin, Aynalı Baba aracılığı ile yaşadığı içsel süreç anlatılmaktadır.
İkinci kitap; 18 Ağustos 1912 yılında Hikmet Gazetesi'nde yer almaktadır. Bu tefrika ondört parça çıkar ve ancak 1925 yılında kitap olarak basılmıştır. Bu kitap daha katmanlı daha toplumsal yapıdadır. Mekan somuttur, Raci delilik ile velilik arasındadır, hikâyeler tek yönlü değil arada epigraflar vardır...
A'mak'ı Hayal A'mak'ı Hayal 
Filibeli Ahmed Hilmi
·
63 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.