Yüce Allâh, İbrahim Aleyhisselâmın, Yıldızı, Ay’ı, Güneşi görüşünü ve Hakka erişini Kur’ân-ı Keriminde şöyle açıklar:
“Biz, İbrahim’e (Gerçeği nasıl gösterdi isek, istidlalde bulunması ve) kesin ilme erenlerden olması için, göklerin ve yerin büyük mülkünü de, öylece, gösteriyorduk.
İşte, o, üstünü gece bürüyüp örtünce, bir yıldız görmüş:
Rabb’im, budur? demişti.
Yıldız, sönüp gidince;
Ben, böyle sönüp batanları, sevmem! dedi.
Sonra, Ay’ı, doğar halde görünce:
Rabb’im, budur! dedi.
Fakat, o da, batıp gidince;
And olsun ki: eğer, Rabb’im, bana, hidayet etmemiş olsaydı, muhakkak, ben de, hakdan sapanlar güruhundan olurdum! dedi.
Sonra, güneşi, doğar halde görünce de:
“Rabb’im, budur! Bu, hepsinden daha büyük!” dedi.
O da, batınca:
Ey kavmim! Ben, sizin, Allaha şerik koşageldiğinizden kesin olarak uzağımdır.
Hiç kuşkusuz, ben, bir muvahhid olarak yüzümü, O gökleri ve yeri yaratmış bulunan Allaha yönelttim.
Ben, müşriklerden değilimdir! dedi.[47]
Rabb’i, ona: “Müslüman ol! dediği zaman, o: âlemlerin Rabb’ına teslim oldum!” dedi.[48]