Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Bir genç size şöyle bir soru sorabilir; değişim ve gelişim için neden kendimi zorlayayım? Ayrıca becerip beceremeyeceğimi nereden bilebilirim? O kadar sıkıntıya girmeye değer mi? Bir genç bana böyle bir soru sorarsa güzel bir soru sormuş olur. O hâlde ben de şunu söyleyeyim: Bu gencin karar vermeden önce şu üç soruyu kendisine sorması ve yanıtlaması gerekir. Bir; Gerekli mi? Bu en önemli sorudur. İki; Yapmak istiyor muyum? Bu; motivasyon, istek sorusudur. Şimdi zorluklara katlanmaya, şimdi mücadele etmeye hazır mıyım? Burada iki unsur önemlidir. Biri, geçmiş-şimdi/burada ve gelecek dengesi. Geçmişten getirdiğimiz deneyimleri beynimizin bir köşesinde tutarak şimdiye geliyoruz; şimdi ve burada'yı da yaratmak istediğimiz geleceğin farkında olarak dolu dolu yaşamak önem kazanıyor. Tam bu noktada da ikinci unsur olan “zaman” kavramı mühim hâle geliyor. Hem “son günümüzmüş” hem de “ilk günümüzmüş” gibi yaşamak anlam kazanıyor. Son günümüz, çünkü ölüm denilen bir gerçek var. Ama aynı zamanda “ilk günümüz”; çünkü önümüzde yatırım yapmamız, oluşturmamız gereken bir gelecek duruyor. Yaşam boyu bunun dengesini bulmak ve bu dengeyi korumak gerekir. Bu tavır şimdiyi gelecek uğruna feda etmek değildir. Şimdi ve buradayı geleceğin içinde olduğu büyük resimle algılamak ve anlamlandırmaktır. Ailen için, ülken için, sevdiklerin için, insanlık için, karıncalar ve kuşlar için daha iyi bir geleceğin mimarı olarak kendini gördüğün anda içinde bulunduğun zorluklardan şikâyet eden birinden ziyade, şükür duygusu içinde olursun. Gelelim gencin kendine sorması gereken üçüncü soruya: Yapabilir miyim, becerebilir miyim? Bu, kendine güven sorusudur. Yeteri kadar bilgi edinebilecek miyim? Elde ettiğim bilgileri uygulamayı becerebilecek miyim? Bu üç sorunun her biri birbirinden farklıdır, bunun bilincinde olmak gerekir. Bir genç size şöyle bir soruyla da gelebilir: Bir yandan, "Dürüst ol, dürüst olmak büyük bir başarıdır ve ödülü kendi içinde saklıdır," deniyor; diğer yandan, "Unutma, doğruyu söyleyeni dokuz köyden kovarlar." Ben doğruyu söyleyen biri olma yönünde mi gelişmeliyim, yoksa köyden kovulmamaya mı çalışmalıyım? Nasıl karar vereceğim? Cevap vermesi kolay olmayan, üstünde düşünülmesi gereken bir soru. Daha önce sözünü ettiğim, "Madem Allah beni insan olarak yaratmış, olabileceğim en iyi insan olmaya çalışmalıyım," diyen okurum için cevap açık seçik: Dürüst bir insan olmanın dışında başka anlamlı bir yol yoktur. Önemli olan senin kim olmaya karar vermiş olmanda yatıyor. Kendi gözünde insan olmanın onurunu biri mi; başkalarının isteklerine göre hareket ettiği, başkalarının beklentilerini yerine getirdiği için onların gözünde değer kazanan biri mi? Her iki yolun da kendine özgü sonuçları var. Gelişmiş insan kendi “ben”i içindeki "biz'i keşfetmediyse, henüz gelişimini tamamlayamamış demektir. O “biz”in içinde bir köy vardır Amacımız ailemizde, mahallemizde, şirketimizde, ülkemizde öyle bir köyü oluşturmak olmalıdır.
Sayfa 181 - Kronik KitapKitabı okudu
17 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.