Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Atatürk çok büyük insan…
Yıl 1922... Cephede kurtuluş mücadelesi sürerken cephe gerisinde de toparlanma çalışmalarına hız verilmiştir... Bu çalışmalardan biri de, Ankara’daki ögretmenleri bir çatı altında toplama, Ögretmenler Birliği kurma girişimidir. Toplantı için yapılan çağrıya üç kaşın ögretmen de katılır. Salona giren erkek öğretmenler, kadın ögretmenleri görünce, onlardan ayrı bir yere otururlar. Toplantıya kadın öğretmenlerin katılması, ertesi gün Meclis'te duyulur ve büyük bir öfkeye yol açar... Nasıl olur da kadın öğretmenler, erkek öğretmenlerle aynı salonda bir araya gelmiş, onlarla birlikte oturtabilmişlerdir?! Ahlaksızlık, dinsizlik, küstahlıktır bu! Bu olaya çok öfkelenenlerden biri de Mustafa Kemal'dir. "Olur şey değil , olur şey değil ," diye, kendi kendine epey söylendikten sonra, "Ögretmenler Birliği Başkanı kimdir?" diye sorar. "Mazhar Müfit!" " Çağırın onu!" Ortalığı birbirine katanlar, sevinçle ellerini ovuşturmaya başlar... Bu densizliği yapanlara Mustafa Kemal derslerini verecektir şimdi! Mazhar Müfit, çağırıldığını haber alınca hemen Mustafa Kemal' in odasına koşar. Onu karşısında gören Mustafa Kemal, "Siz öğretmenler toplantısında ne yapmışsınız öyle? Ne ayıp, ne ayıp!" diye çıkışır. Gösterilen tepkilerden haberdar olan Mazhar Müfit, Mustafa Kemal'in bu çıkışmasına bir anlam veremez. "Efendim, biz aslında..." diye bir açıklama yapmaya çalışırken , Mustafa Kemal sözünü keser: "Bırak, bırak, hepsini biliyorum... Toplantıya kadın öğretmenleri de çağırmışsınız!" Herkes, nefesini tutmuş onu dinlerken o, konuşmasında şöyle devam eder: "Fakat, onları niçin ayrı sıraya oturttunuz? Sizin kendinize mi güveniniz yok, yoksa Türk kadının faziletine mi? Bir daha böyle ayrılık görmeyeyim, anlaşıldı mı?
·
46 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.