Gönderi

1922 yılı sonlarında Lozan'da toplanan tarafları meşgul eden konulardan bir tanesi Türkiye ile Yunanistan arasındaki barışı tesis etmekti. Yunanistan'ı Lozan'da eski başbakan Eleftherios Venizelos temsil ediyordu. Türk delegasyonun başında ise İsmet Paşa vardı. Venizelos ile İsmet Paşa arasındaki görüşmelerde konuşulan konulardan biri de Türkiye'deki Rumlar ile Yunanistan'daki Müslümanların durumuydu. Görüşmeler neticesinde, 1923 yılı Ocak ayında Türkiye ile Yunanistan "ahali mübadelesi" anlaşması imzalamışlardı. Bu anlaşmaya göre, Yunanistan'daki Müslümanlar ile Türkiye'deki Rumlar mübadele edileceklerdi. Bu mübadeleden Yunanistan'daki bazı Arnavut Müslümanlar ve Bat Trakya'daki Türkler ile İstanbul Rumlar'ı hariç tutulacaklardı. Doğu Karadeniz Rumları mübadeleye tabi olacaklardı. Daha sonra bu antlaşma, 1923 Temmuz'unda imza edilen Lozan Antlaşması'na dâhil edilmişti. Böylece Lozan Antlaşması ile, Pontus meselesi 1980'lere kadar Türk-Yunan ilişkilerinde bir sorun olmaktan çıkmıştı. Türkiye ile Yunanistan, Lozan'ı imza etmiş olmalarına rağmen antlaşma maddelerini tatbik sırasında çıkan anlaşmazlıklardan dolayı ilişkilerde normalleşme hemen gerçekleşmemişti. Özellikle mübadelenin uygulanmasından doğan sorunlar, iki ülke arasındaki ilişkilerin gergin kalmasına neden olmuştu. Ayrıca, 1923 sonrası dönemde Yunanistan'da iktidar sık sık el değiştirmiş ve bu da Türk-Yunan ilişkilerine olumsuz yansımıştı. 1925 yılına kadar mübadele meselelerinin halli için ciddi bir mesafe kaydedilememişti. Ancak bu yıl içerisinde iki ülke bu sorunların çözümü için Ankara Antlaşması'nı imzalamışlardı. Ancak Yunanistan'da bir darbe ile iktidara gelen General Pangalos bu anlaşmayı tanımadığını ilan etmiş ve Türkiye'ye savaş tehdidinde bulunmuştu. Pangalos'un diktatörlüğü kısa sürmüş ve yerine gelen hükümet 1926 yılında Türkiye ile Atina Antlaşması'nı imzalamıştı. Bu sefer de Yunan parlamentosu anlaşmayı onaylamadığı için bu anlaşma da yürürlüğe konamamıştı. Bu yüzden Türkiye ile Yunanistan arasındaki gerilim devam etmişti. 1928 yılında Venizelos dört yıllık bir aradan sonra Yunanistan'da tekrar iktidara gelmişti. Megali İdea'nın bir zamanlar en büyük savunucusu olan Venizelos, daha iktidara gelmezden önce seçim konuşmalarında Türkiye'ye barışçı mesajlar vermişti. İktidara geldikten hemen sonra da Türk liderlere barş isteğini belirten mektuplar yollamıştı. Türk liderler, Venizelos'un bu mesajlarına olumlu cevap vermişlerdi. Buna rağmen Türk-Yunan ilişkilerinde normalleşme hemen tesis edilememişti. Türkiye ile Yunanistan ancak 1930 yılının Haziran ayında mübadeleden kaynaklanan sorunların halli için bir anlaşma imzalayabilmişlerdi. Aynı yılın Ekim ayında bu sefer iki ülke bir dostluk anlaşması imzalamışlar ve böylece tarihi Türk-Yunan yakınlaşmasını başlatmışlardı. Türkiye ile Yunanistan arasındaki bu balayı havası 1954 yılına kadar sürmüştü. Bu süre zarfında 1933 yılında ortak savunma anlaşması imzalayan bu iki ülke 1934 yılında Balkan Antantı'nın mimarları olmuşlardı. 1938 yılında diplomasi ve savunma konularında işbirliğine yönelik 1930 yılındaki anlaşmayı tamamlayıcı bir anlaşma daha imza etmişlerdi. İkinci Dünya Savaşı sırasında önce İtalyan daha sonra Alman saldırısı ve işgali ile karşılaşan Yunanistan'a en büyük yardımda bulunan ülkelerden biri de Türkiye olmuştu. Savaştan sonra her iki ülke Batı bloğu içinde yer almaya çalışmışlar ve NATO'ya 1952 yılında birlikte üye olmuşlardı. Türkiye ile Yunanistan arasındaki iyi komşuluk ilişkileri 1954'te Kıbrıs meselesinin uluslararası bir sorun olarak ortaya çıkmasına kadar sürmüştü.
Sayfa 10 - Türk Tarih Kurumu YayınlarıKitabı okudu
·
32 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.