Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

346 syf.
10/10 puan verdi
·
8 günde okudu
Mine Söğüt ve mest olduğum anlatımıyla, 1979 Türkiye gerçekleriyle oluşturulan şahane bir eser. Kitabı varlığından bile emin olmadığımız kaostan, cinayetlerden ve kandan beslenen Şahbaz isimli bir varlıktan okuyoruz. Genel itibariyle Şahbazın, ölüme terk edilmiş bir kızı her ay, o ayın meyveleriyle besleyerek hayatta tutmasını ve kızı her ziyaretinde ona türlü türlü hikayeler anlatmasını okuyoruz aslında. Burada devreye Mine Söğüt’ün çarpıcı dili ve gerçekten yaşanan olayların olağanüstü bir şekilde hikayeleştirilmesi giriyor. Kitap bizi daha en başından alıyor ve sürükledikçe sürüklüyor. Ta ki Mine Söğüt’ün artık durabiliriz dediği yere kadar. Ki bu da kitabın sonu oluyor zaten. Kitapla ilgili biraz araştırma yaptığımda en çok eleştiri alan iki konuyu kendimce açıklamak isterim. Bunlardan birincisi kitabın dili. Daha önce Mine Söğüt okumamış olanlar için kitabın dili korkunç gelebilir evet, fakat yaşanan olaylara bakıldığında aslında korkunç olanın dil değil yaşananlar olduğu apaçık ortada. Anlatımın detaylandırılması, olayların tüm gerçekliğiyle söylenmesi ve yazarın bu konuyla ilgili bir çekincesinin olmaması beni rahatsız etmiyor tam tersine okurken mutlu bile oluyorum. Yapılan diğer bir eleştiri ise kitapta anlatılan hikayelerin birbirine aşırı bağlantılandırılması hakkındaydı. Zorlama olduğunu söyleyenler de olmuş görüş farklılıkları tabii ama beni bu da rahatsız etmedi. Hatta kitabı okurken daha fazla merak etmemi, odağımı daha da fazla kitapta toplamama yardımcı oldu diyebilirim. Kitap içerisinde sadece hikayeler dinlemiyoruz Şahbaz’dan. Aynı zamanda kendimizi de sorguluyoruz, çevremizde bizim göremediğimiz belkide bir sürü şey oluyor şu an diyoruz. İyi ve kötüyü tartışırken buluyoruz kendimizi. Şahbaz öyle güzel giriyor ki aklımıza, kendi doğrularımızı ve gerçeklerimizi sorguluyoruz sonunda. Bunun dışında kitaptan Türkiye ve 1979 yılında yaşanan olaylar hakkında da bir sürü şey öğreniyoruz. Sanki gerçek değilmiş gibi geliyor okurken fakat kitap bittiğinde ve kitabın sonunda 1979 yılında Türkiye’de yaşanan olayların listelendiğini gördüğümüzde inanıyoruz artık. Gerçek olamayacak kadar korkunçlar, sanki distopik bir hikaye okuyoruz gibi ama öyle değiller maalesef. Duygularımız yer yer parçalanıyor öyle şeyler okuyoruz ki kendi hayatımızdan tiksinir duruma geliyoruz. Yaşadığımız hayattan. Ama belki de böyle değildir hiçbir şey. ‘Bambaşka acılar çekmiş olabilirler, bambaşka şeylere sevinmiş belki… Ama hepsi gerçekti demiştim, değil mi? Yalan söyledim.’ diyor Şahbaz. Mine Söğüt seviyorum, okuması keyif veriyor. Ve Şahbaz’ın Harikulade Yılı 1979 da mutlaka okunması gereken kitaplarından bir tanesi bana kalırsa.
Şahbaz'ın Harikulâde Yılı 1979
Şahbaz'ın Harikulâde Yılı 1979Mine Söğüt · Yapı Kredi Yayınları · 2018715 okunma
·
69 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.