"Erkek olmak ve kadın olmak cinsiyetten ibaret değil ki, bu bahisteki sırri iyi bellemek gerekir. Nefis müennestir (di- Müennes nefsi islah edemeyen kişi ister erkek olsun ister kadin olsun (dişi) nefsin e elindedir. Kadınların bir akılla dokuz nefsi güttüğü ama erkeklerin dokuz akılla bir nefsin hakkından gelemediği malumdur. Asıl şaşılacak şey bu değil midir?"
Meryem cevaptan memnun olmuştu ki gözlerinin içi parıl dayarak tebessüm etti fakat belli ki sualleri bitmemişti.
"Bu büyüklenmek olmuyor mu Ey Rabia? Unutma ki kadınlardan peygamber gelmedi, cihat ve emirlikten pay almadılar. Bunun için ne dersin?"
Bu suali sormakta da hakkı vardı lakin Meryem zahirden vakasinı kurtaramıyor, söze takılıp kalmaya devam ediyordu. Bunun üzerine ona şöyle cevap verdim:
"Dediklerin haktır Ey Meryem, unutma ki sahte peygam berlik davasına 'Ben sizin Rabbinizim? diyen Firavun tekebbü rüne, Nemruďun zalimliğine, Ebu Cehil'in inadına da kadın larda rastlanmadı. Kim nefsini yener ve Rabbine teslim olup yok olacak kadar takvaya ulaşırsa üstünlük payesi ondadır."
"Zahiren kadınlar erkeklerle aynı düzeyde gitmeseler de manevi yolda takva ile aynı yol üzerinde ilerlerler. Peygambe rimiz zamanında bir gurup kadın, Peygamberimize (a.s.m.) gelip cihattan neden mahrum bırakıldıklarının hikmetini su al edince Peygamberimiz o kadınlara şöyle cevap verdi, 'Ka dinin cihadı hacdır ve evlerinde durup eşlerinin namuslarinı rizakdarins mubafaza etmeleri oalar icin her isten hayirh dir. Ve Allah yolunda çalışan kadın manada er gibi cihat sevabi alir
"Kadinlarla ilgili hadis-i şeriflere baktığımızda, kadinin eşine hizmeti cihatla es değer görülür. 'Cennet annelerin ayak- ları altındadır hadisi ile anneliğin kudsiyeti mi sadece övül- müştür? Bana dünyanızdan kadın ve güzel koku sevdirildi, gözümün nuru ise namaz da kılındı. Kadını seviyorum buyurmuyor, sevdirildi buyuruyor. Bunun zahiri ve manevi bircol sebebi var. Mesela en önemli sebepler arasında şeriatın mü. him bir kısmının kadınlar tarafindan nakledilmiş olmasidr ve insanliğın sayica artmasına kadınlar en mühim vesiledir. Çünkü Peygamberimiz (a.s.m.) ümmetinin çokluğu ile övü. necektir. Bir baska hadiste de, Dünya bir metadir en han meta ise saliha kadındır, Ve misal gösterebileceğimiz yüzler ce hadis mevcut iken bir takim álimlik davasinda olan kisiler 'Kadinın aklı noksandır; hadis-i şerifini esas alip ve yanlış yo rumlayip kadının kutsiyetini ve birçok hadislerde övülüşünü görmezden geldiler. Neticede bir tezatlar zinciri olustu, Peygamberimiz bunca överken neden bir anda yeriyor diye düşünmeden edemedi insanlar"
"Hadislerde hadisin zuhur ediliş şeklide önemlidir. Ba zı hadisler bağlamsız söylenirken bazı hadislerin bağlamları da vardır. Efendimiz kadının aklının noksan oluşunu onu hor görmek, yaradılışını yargılamak için değil duygusalliğına dik kat çekmek için veya zuhur eden olaya göre söylemistir. Buna benzer meşhur diğer bir hadis-i şerif de Miraç hadisesini an latirken geçer. Efendimiz Miracta cennet ehlini gördügh gibi cehennem ehlini gördükünü söyler ve çekecekleri azaplani ta rif ederken sözün arasinda, 'Cehennemliklerin çoğu kadındı Bunun üzerine kadin sahabeler nedenini sorduğunda, Esleri nin ihsanlarını inkar ederler ve çokça grybet ederler mealin de bir izah yapar. Bu hadiste birçok kişi şunu gözden kaçırır belki de. Burada efendimiz bir hususa dikkat cekmis olabilir Kadınlar dillerini tutma konusunda bilgili olsunlar. Nitekim bu hadisi Peygamberden (a.s.m.) işiten kadınlar umutsuzluga düşmeden kendilerini sakınma yollarını öğrendiler, kalplerini takva ile donatip dillerine kalkan eylediler. Birtakım ålimler su-i zan demek doğru değilse de hüsn-i zan yapmadikları da ayandır; bu hadisleri uyarı olarak görüp kadınları eğitmek ye rine onlari hor görme yollarını seçtiler, Böylece dinî hayatin manevi yönünden tecrit edilen kadin nefsinin oyunlarina va kafolamadiği için her türlü ahlaksizliği tabiatından zannedip günaha meyletti. B Bu kötü şöhretli i kadinlar sebebiyle saliha ka
dinlar da görmezden gelinip, bütün kadinlari bir kaliba koy
dular. dini hayatta horlanan kadın, içtimai hayatta da muvaf fak olamadi," "Basini ört, namaziri kil. eşine itaat et cennet senin diyen erkekler şunu düşündüler mi dersin? 'Başint örten kadin ilim den mahrum olursa başörtüsünün bir ayet olduğunu nasil öğ
renecek? Namazinı nasil kılacağini eşine itaat ederken nefsin
oyunları ile nasil başa çıkacak ilimsiz? Halbuki ilim öğren mek kadin ve erkeğe farzdir. Peki söyler misin, kaç kadin bu farzin edasindan mahrum öylece yaşayip gidiyor?"
Asr-1 Saadet'e baktığımiz zaman bir Hz. Aişe'yi görürüz. Peygamber eşi olduğu için mi âlimdir yoksa âlim olduğu için mi peygamber eşidir? Zekâsınin ziyasi ve yaşantisi ile kaç er keği toplasaniz ona denk olabilir? Hz Aişe'nin yaşadiği hadi seler sebebiyle kaç ayet nazil oldu bilen var mı? 'Dinin ücte birini Aişe'ye sorun' buyurur Peygamberimiz (a.s.m.). "Mücadele Suresi'nin nazil
oluşunun hikâyesinin sebebi bir kadin değil midir? Hakkinı arayan, muhatabi bir peygamber dahi olsa onunla mücadele etmekten çekinmeyen ve sonuçta Allah'in rahmetini celbedip, ilahi hitaba muhatap olan bir ka din
"Peygamberimizin (a.s.m.) üzerine deve işkembesi atilir ken kimsenin cesaret edemediğine cesaret edip koşarak deve işkembesini kaldıran Hz. Fatima değil midir? Hz. Fatima ni hayetinde bir kadin değil midir? Nübüvvetin ve fahri kâinatın tahriyesi değil midir Fatima? Hz.Aişe ki, onu şeklen ve ahla ken Resülullah'a (a.s.m.) benzetmiştir.
"Yine Peygamberimizin (a.s.m.) pak zevcelerinden Üm mü Seleme'nin Resûlullah'a 'Erkekler gaza ediyor, biz kadinlar edemiyoruz, erkekler mirastan bbizim hissemizin iki misli alı yor, biz alamiyoruz keşke biz de erkek olsaydik demesi üzeri ne Nisa suresinin 32. ayeti nazil oluyor:
Allah Taalanın sizi birbirinizden faziletli (üstün) kildiğ şeyleri temenni etmeyin. Erkeklerin de kazandiklarindan na sipleri vardır kadinlarin da kazandiklarından nasipleri vardir. Allah'tan fazlinı isteyin, şüphesiz ki Allah her şeyi hakki ile bilici oldu. "Hz. Ömer'i vaaz kürsüsünden indiren bir kadin değil mi dir? Hem de itiraz eden bir kadin. Bu kadinlari görmezden
gelmezler lakin istisna gibi gösterip kaidede tümden kadin ol
manın değerini düşürmek en başta ilahi kudrete karşi büyük
bir edepsizliktir."
"Istersen Asr-1 Saadet'ten daha öteye gidip müstesna ka dinlari çoğaltip zihinlere dayatılan bu kötü tasavvurlari çürü telim. Mesela Hz. İbrahim'in pak zevcesi Hz. Hacer. Hazreti Eyüb'ün zevcesi Hazreti Elise. Onlar peygamber eşiydi der sen Hz. Lût'un karisinı hatırla derim. Madem hayırli kadinları aniyoruz son bir misal daha vereyim sana. Firavun'un kari si Asiye... Bu isimi ona Firavun vermiştir biliyor musun? Asi kadin demek. Neden bu isim ile çağırır onu Firavun? Çün kü Hz. Asiye, Firavun'un zulmüne başkaldırmıştır. Çünkü her vicdan bilir ki zalime itaat edilmez, her seye sabredilir bel ki ama zulme sabredilmez başkaldirılir. Ne güzel buyurmuş Resülullah'in (a.s.m.) ciğer paresi Hz. Hüseyin; "En büyük ci hat zalimin karşısına geçip 'Sen haksizsin. demektir. Hz Asi ye kendisine ve halkına zulmeden Firavun'a boyun eğmemis zulümlerine asi gelmis, kendisi için zindan hükmünde olan sarayda Allah'in kendisine emanet ettiği Hz. Musa hürmetine sabretmiş ve siyaset yapmiştir.
Allah kadinlarin eslerine itaat etmelerini emretmiştir çünkü kadina eşi üzerinden yüklenen sorumluluklar ziyade dir. Allah bu sorumluluklari yerine getirirken kadina sabirli olmasinı tavsiye etmiştir. Itaat etmek ayrı zulme boyun eğmek ayridır Zulmeden, eşinin hakkını gasp eden, fuhuş işlerde bu- lunan kocaya sabretmek hem kadin için hem insanlik için zu- lümdür. Oysa Allah kuluna zulmetmez
"Hz. Meryem'i hatırla Basralı Meryem. Adım başı âlimin kol gezdiği mabette yalnız bașına Rabbine iltica eden arife bir kadin. Ezilmenin, iftiraya uğramanın, gadredilmenin her tür lüsünü yaşamış; nübüvveti bir adım geriden takip eden terte miz bir Meryem."
"Bununla birlikte ihsan eden eş için de en büyük misal Hz. Hatice değil midir? Sen bir şefkat peygamberine eş olsan de ğil malinı; canını bile feda edersin değil mi? İşte her zerresi ile kendini feda eden bir kadın. Henüz Resûlullah'a peygamberlik gelmeden nübüvvet nuru kendisine malum olan güzide kadin. Resûlullah, Hz. Hatice'ye kıymet verip şefkat gösterdikçe Hz. Hatice bir kadının yükümlü olduğu itaatten daha fazla itaat
etti. Hani bir gün Resûlullah Kureyş'in kendisine ettiği zulüm ler karşısında mahzun olmuș ve Hatice'si ile dertleşmişti. En güçlü yanını Hatice'sinin yanına gittiğinde kapıda birakıyor , O'nun tesellisini işitmek istiyordu. Biliyordu ki Rabbi onu du yuyor ve görüyor, lakin O'nun; 'Ben de sizin gibi beşerim. sö zü burada daha açık tecelli ediyordu. Ve elbette eşlerin birbi rine davranışları meselesine bir misal hükmünde nasil teselli
etmişti Hatice'si, o güzeller güzelini...
"Vallahi Allah seni utandırmaz çünkü sen akrabalarina bakarsın, sözün doğrusunu söylersin, fakir ve muhtaçlara elin den gelen yardımı yapar hiç kimsenin kazandıramayacağinı kazandırırsın. Misafire ikram eder, onları ağırlarsın, Hakk'tan gelen felaketler karşısında insanlara yardım edersin."
Ben
"Íster kabul edilsin ister edilmesin kadının ve erkeğin an ladığı bildiği ve fitri olan tek dili, şefkat dilidir. Şefkat dilini birbirinden mahrum eden eşlerin bu håli zalimlikten başka bir şey değildir.”
Sayfa 99Kitabı okudu
·
149 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.