Merhaba sevgili followerlarım. Okuduğum her kitabından sonra bir daha bir Livaneli kitabı okumam diyorum ama merakıma yenik düşüp yine okuyorum.İşte Livaneli tam olarak böyle bir yazar.Seçtiği kitap konuları öylesine nokta atışı konular oluyor ki kayıtsız kalamıyorsun.Ama öte yandan dili aşırı yorucu.Okurken şişiyorum.Her satırı "ben sizden iyi bilirim" havası taşıyor.Ciddi anlamda uzun süre uzak kalmayı tercih edeceğim bir yazar olacak.Hatta belki bu sondur.Diyalogları o kadar yapay duruyor ki okurken bu karakter bu diyaloğa olmuş mu hiç diye düşünüyorsunuz. Gelelim mevcut kitaba. Van Gölü'nün kenarında yaşayan Meryem, bağ evinde çalışan şeyh amcasına yemek götürürken onun tecavüzüne uğruyor.Varan 1.Hem amca hem şeyh.Ensest ve din adlı iki konu girdi gündeme.Gündem gündem üstüne.Seç-beğen-al(ma).Yazar burada halkın yaşayışını da az çok betimliyor.Tabi çoğunlukla kadınların yaşamı üzerinden yapıyor bunu.Tuzlu balık,Erciş balık bendi gibi bir iki doğru kültürel öğeye rastlansa da yazar çoğunlukla sallamış.Ya da hayal gücüne başvurmuş diyelim.Kadınların erkeklerden arta kalanı yediğini söylemesi tamamen uydurma.Kitabın yayınlandığı 2002 yılında öyle değildi en azından.Öncesinde böyle bir şey olduğunu da etrafımdaki eski topraklardan hiç duymadım.Diğer kültürel öğe(!) ise kadınların dışarda bir yerde toplaşıp tuvaletlerini yaparken muhabbet etmesi.El insaf yahu.Bu ne büyük hayal gücü üstad.Nasıl bir zihnin ürünü bu?Anlamak cidden güç. Uğradığı tecavüz sonrası kirlendiği düşünülen Meryem'in ölümüne karar veriliyor aile meclisi tarafından.Ailenin başı ve bu aile şerefini iki paralık eden namussuz kızın öldürülmesini isteyen Şeyh amca tabi.Kimse de karşı çıkamıyor.Kız da bir türlü söyleyemiyor bunu yapanın amcası olduğunu.Kitabın sonuna kadar bu sırrın bir şekilde ortaya çıkmasını bekledim ama olabilecek en saçma,en komik şekilde çıktı ortaya.Meryem'in cezası Güneydoğu'da askerlik yapan kuzeni yani şeyh amcasının oğlu Cemal tarafından verilecektir.Cemal askerlikten çeşitli travmalarla dönmüş.Gittiği gibi değil yani.Terör örgütüyle çatışmaya girmiş,silah arkadaşlarını kaybetmiş,aynı kalamamış velhasıl.Bir diğer gündem de Kürt-Türk meselesi.Gündemler burda da bitmiyor.İstanbul yolunda bir de Alevi meselesine değiniyor sevgili yazarımız.Kitap kitap değil gazete mübarek.İlerde dini örgütleri falan da işleyecek daha. Kitabın bir de yokluktan gelmiş varlığa ermiş ama bir türlü bu yeni hayata,zengin yaşama alisamamis, varoluşsal sıkıntılar çeken Profesör İrfan Kurudal bölümü var. Ulkemizin her karış toprağından örnek vermeye kendini o kadar adamış ki kitaba Egeli bir adamı eklemeden edememiş sevgili yazar.Onunla Meryem'in yolu da kesişiyor ama tabi yine en komik,en saçma şekilde. Maalesef her konuda fikri olan,popülist olmaktan öteye gidememiş sığ bir kitap kendisi. Esen kalın.

MutlulukZülfü Livaneli · Doğan Kitap · 202036,1bin okunma

33 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.