Hayır, gerçekten, Herr Nietzsche, size büyük bir hayranlık besliyorum. Sempati duyuyorum. Bizim hiçlikle yaşayabilmemizi sağlamaya çalışıyorsunuz. Kendimizi iyi huyluluk ve güven gibi olgularla, sıradan insani meselelerle kandırmak yerine kötülüğü evire çevire, her açıdan, amansızca, demirden bir iradeyle, daha önce hiç kimsenin sorgulamadığı gibi sorgulamamızı ve acınası tesellilere kulak asmamamızı sağlamaya çalışıyorsunuz. En mutlak, en yakıcı sorular. İnsanlığı şu an ki haliyle reddediyorsunuz; o sıradan, pratik düşünen, çalıp çırpan, leş gibi kokan, aydınlanmamış, kör kütük sarhoş ayak takımını. Ama sadece emekçi ayak takımını değil; kitaplarıyla, konserleriyle, seminerleriyle, liberalizmiyle, romantik dramatik aşkları ve tutkularıyla ondan daha da beter olan eğitimli ayak takımını da reddediyorsunuz.