Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Bu alıntıyı yazarken unuttuğum bir şeyi hatırlattı -_-
" O anda zaman durmuş gibi oldu; sanki Evren'in Ruhu, delikanlının önünde bütün gücüyle ortaya çıkıyormuş gibiydi... Evrenin Saf Dili idi bu... Delikanlı o anda, hayatının kadınının karşısında olduğunu ve kızın da hiçbir söze gereksinim duymadan bunu bildiğini biliyordu." Buna benzer bir rüya görmüştüm bugün; Düğünde denk geliyordum ama ortam düğün ortamı değildi. Dikdörtgen ve geniş bir evde düğüne gelmiş misafirleri düğün saatine kadar mı düğünden sonra mı ne ağırlarken o kişi ailesiyle içeri girdiği an yüzüm kapıya dönük olmasa da bir hisle oraya dönüyordum. -Odada büyük bir masada sofra hazırlanmıştı ve ben sofrayla ilgileniyordum, annemler kapı yakınında gelenleri karşılıyordu.- O kişinin etrafına yaydığı beyaz/ışık enerjisi vardı. Bunu nasıl görebildiğime, ilk kez olmasına rağmen tanıdıkmış gibi hissettirmesine ve o kişiyi dövme isteğimin gelmeyişine şaşırıyordum. -Genelde bilincim açıkken görürüm de- O annemlerle selamlaşırken zaman bir an durmuş ve sonra çok yavaş akmaya başlamıştı. Sonra heyecan ve utanç içinde olduğumdan bakışlarımı yere indirdim. Göz göze gelmek istememiştim ve birini böyle izlemeyi de. Aklımdan, "Acaba o, onun için doğru kişi olduğumu nasıl anlayacak ve anlayınca ne yapacak?" diye geçirirken muzip bir gülümseme -onu uğraştırırken vereceği tepkiler için- oluşuyordu. İnsan en çok sevdiğiyle uğraşırdı değil mi? :p Ve ne kadar doğru kişi gibi dursa da bunu görmekten çok, benim hissetmem lazım. Ki dövme isteğim oluşmadı, sinir ve gıcıklık hissetmedim, ağır geldi bunların olmayışı. :/ Ki kusma isteği veren insanların zorunluluk dışında yüzlerine bakma zahmetine girmezken ona baktım ve 4-5 saniye çok uzun. Resmen izledim, bu daha ağır. :'/ Nasıl bunlara cüret edebilir?! Doğru kişi kendimden bu tarz ödünler vermeme mi neden olacak, korkunç. Doğru kişiyse onun için de korkunç çünkü kabullenmem çok zaman alıcı olacak. Hangimiz için daha korkunç acaba? Bilinçli tarafım, ben gülümserken, odada "Çıkış ne taraftaydı, bu mahalleden en hızlı şekilde nasıl gidebilirim?" diye soruyordu kafamın içinde. Resmen "Kaç, kaç..." alarmı verdi. Ayrıca düğünleri hiç sevmem, kalabalık ortamları da, akrabaları da vs. annemler hangi tehditle beni kalabalık ortama aldı ki bu sefer? Bakınca enerji olarak güzeldi ortam ama bu kadar kalabalık hiç benlik değildi. Ki ben korku duyarken rüyadaki ben nasıl bu kadar rahat -kabullenmeye razı- olabiliyor? O kadar rüyam gerçekleşirken bunun gerçekleşmesini çoğunluk olarak istemiyorum. Ya ben eşsiz ve benzersiz yaratılmıştım. Böyle kalsam olmuyor mu? -_- İnsanın korktuğu başına gelir diye bir şey de var, korksam mı daha çok gelir yoksa korkmasam mı hiç emin değilim. Hem korksam hem de korkmasam ortada kalır bence değil mi, yani tam gelmez. Ama gitmesi için gelmesi gerekir değil mi, red alınca gider. Ortada kalırsa bu bekleyiş demek ve hoş değil. Milletin zamanından çalıp karaktersiz olmaya gerek yok. Bu sana özel değil. Nefret ettiğim insanlara karşı bile karaktersizleşemiyorum. Bir şekilde ortayı bulup halletmeye çalışıyorum. Biliyor musun, insanların varlığı = yorgunluk. Sizi sevmiyorum ben.
·
30 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.