Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Kadının ayağının görünüp görünmemesinin ne gibi günahlara sebep olduğu üzerine tartışmalar yapılan bir toplumda, hele bunun nasıl olacağına erkekler karar veriyorsa, işin nereye vardığı anlaşılabilir. Kadının eve kapatılmasıyla, toplumda sınıflararası uçurumların artmaya başlaması paralel gitti. Bu bir düzenden, başka bir düzene geçişin işaretiydi. Kadının örtünmesi yeni bir ahlak anlayışını, yeni bir cinsel ilişki mantığını, yeni bir dünyayı da beraberinde getirdi. İslamiyet, devlete, giderek imparatorluğa dönüştükçe, kadın da duvarları daha kalın olan perdelerin, evlerin içine kapatıldı. Göçebe toplumundan, askeri demokratik yarı köleci toplumdan, feodal topluma geçiş bir sıçrama. İslamiyet’e geçiş, bu sıçramanın, tarihi anlamda bir ilerlemenin ifadesi. Arap toplumu İslamiyet’le birlikte soyut düşünceye adımını attı, yani felsefi alanda bir sıçrama yaptı. Ama, işte bu ilerleme, ezen ile ezilen arasındaki sınırı keskinleştirdi, ezilen bir cins olan kadını eve hapsetti. Erkeğin baskısı biraz daha arttı. Örtünmenin kadını koruduğu, onun namusunu her şeyin üstünde tuttuğu gibi iddialar, bir ideolojinin kendisini savunması ve bir haksızlığa kılıf arama çabası. Kadının nasıl giyineceğine, nerede oturup nerede kalkacağına kendi karar verecekken, buna erkekler karar veriyorsa, erkekler özgürce giyinirken, kendisi sarıp sarmalanmak zorunda kalıyorsa, bunun neresi beni korumak diye düşünmez mi? Kim köleliği gönüllü olarak kabul eder?
Sayfa 165Kitabı okudu
·
69 görüntüleme
ghost okurunun profil resmi
"KADININ NASIL GİYİNECEĞİNE, NEREDE OTURUP NEREDE KALKACAĞINA KENDİ KARAR VERECEKKEN, BUNA ERKEKLER KARAR VERİYORSA, ERKEKLER ÖZGÜRCE GİYİNİRKEN, KENDİSİ SARIP SARMALANMAK ZORUNDA KALIYORSA, BUNUN NERESİ BENİ KORUMAK DİYE DÜŞÜNMEZ Mİ? KİM KÖLELİĞİ GÖNÜLLÜ OLARAK KABUL EDER?"
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.