Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

724 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
8 günde okudu
Tutunamayanlara Tutunduk...
Öncelikle beni Oğuz Atay'la tanıştıran güzel grubuma teşekkürlerimi sunuyorum. İyi ki varsınız
bidünyakitapgrubu
bidünyakitapgrubu
. Postmodern yazarımız 1970 li yıllara edebiyat dünyasında bambaşka bir çığır açarak ve bu eseriyle TRT Roman ödülünü ve Unesco tarafından edebiyat dalında "en seçkin eser" ödülünü almaya hak kazanmış. Her ödül alan eser insana beklediği karşılığı vermeyebilir ama bütün kalbimle derim ki bu eser aldığı ödülün hakkını veriyor. Zaten okumak isteyip tehir ettiğim eserlerden biriydi uygun zaman tam bu zamanmış ki yazarin Tehlikeli Oyunları kitabını yeni bitirmiştim. Birbiriyle bağlantılı olduğu için bu kitabını da tavsiye ediyorum. Oğuz Atay toplumsal bir dünyadan kendini sıyırıp yaşam kavgasının bireyin kendisinde yani iç dünyasında olduğuna inanan, bunu yaşayan ve oluşturduğu karakterlerle de bize bunu kendine has üslubuyla sunan alışılagelmişin dışında bir kalem. Eserin bazı yerlerinde noktalama işaretleri hiç kullanılmamış tıpkı hayat gibi sizi içine sürüklerken nerede durmanız gerektiğini bilemiyor yada unutuyorsunuz. Karakterler üzerinde bilgi vermek istemiyorum spoiler olmasın. Bir insanın zihinsel haritasını çizmek isterseniz mutlaka bir Oğuz Atay kitabı okuyun derim. Kitabın sonuna kadar zihnini susturamayan karakterlerin akıl dünyasında yol alacaksınız. İnsan olarak hepimizin birbirinden farklı olsa da ulaşmak istediği hayalleri vardır. Bir de hayatın gerçekleri vardır. Gerçeklerden kopamadığımız ve belki de onlar üzerinde hakimiyet gücümüzü kaybettiğimiz zaman dilimlerinde hayaller var edip sıkıca onlara tutunuruz. An gelir hayallerin sarhoşluğu her yanımızı işgal etmişken gerçeklerle yüzleşmek durumunda kalırız. İşte bu iki ince çizgideyken neye tutunacağımıza biz karar veririz. Aslında hayat hepimize farklı yollarla aynı imkanları sunar. Yaşadıklarımız karşısında algılarımız neticesinde tercih ettiğimiz her sonuç bize iç dünyamızdan ip uçları verir. Çoğumuz hayallere tutunmayı seçeriz çünkü hayaller dokunulmazdır, gerçeklerden de kaçamayız çünkü saklanacak yerleri yoktur. Hasılı tutunma güdümünü ne ile besleyeceksiniz? Bu soruyu kendinize soracaksınız. Yusuf Atılgan'ın şu Sözlerine dair eserin kaleme alındığı söylenmiş onu da paylaşmak isterim . “dünyada hepimiz sallantılı, korkuluksuz bir köprüde yürür gibiyiz. tutunacak bir şey olmadı mı insan yuvarlanır. tramvaydaki tutamaklar gibi. uzanır tutunurlar. kimi zenginliğine tutunur, kimi müdürlüğüne, kimi işine, sanatına. çocuklarına tutunanlar vardır. herkes kendi tutmağının en iyi, en yüksek olduğuna inanır. gülünçlüğünü fark etmez. kağızman köylerinden birinde bir çift öküzüne tutunan bir adam tanıdım. öküzleri besiliydi, pırıl pırıldı. herkesin, “- veli ağa’nın öküzleri gibi öküz, yoktur”, demesini isterdi. daha gülünçleri de vardır. ben, toplumdaki değerlerin ikiyüzlülüğünü, sahteliğini, gülünçlüğünü göreli beri, gülünç olmayan tek tutamağı arıyorum: gerçek sevgiyi! bir kadın. birbirimize yeteceğimiz, benimle birlik düşünen, duyan, seven bir kadın!” İlla ki tutunacaksak Allah'a tutunun çünkü size ihanet etmeyecek yegane merci budur. Yolun sonunda Allah'ın huzuruna götüreceğiniz tek şey kendi nefsinizdir. Ve insan aklı yeri gelir gerçekleri sanrılarla örterek bizi aldatmayı başarabilir. İnanmayan için Tanrı bir metafordur farkettiniz mi insan hayallere gerçekten daha fazla ve daha sıkı tutunuyor. Sayfalar dolusu izahatı gerektiren bir kitap ben bir temenni ile incelememi bitiriyorum. Tutunduklarımız kurtuluşumuz olsun, bütün özgür ruhlara selam olsun. Keyifli okumalar.
Tutunamayanlar
TutunamayanlarOğuz Atay · İletişim Yayınları · 202061,5bin okunma
·
1 artı 1'leme
·
62 görüntüleme
bidünyakitapgrubu okurunun profil resmi
Elinize sağlık Betül Hanım. Sizler de iyi ki varsınız :)
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.