Bu yaşanan şey, şuurun arkasında kalan o karanlık diyarda o kadar derinlemesine tesir ediyordu ki, alışılagelmiş hayat ne zaman sekteye uğrasa ölüm, işi ikaz etmek olan bir kapıcı gibi kapının önüne fırlayıveriyordu; tıpkı bazı saat kadranlarının üstünde her saat başı açılan kapıda, elinde kum saati ve tırpanıyla belirmesi gibi.