Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Merkez efendi hayatta iken olsa olsa onun bir dervişi olabilirdim. Yahut da onlardan yolum ayrılır, mücadele eder veya sadece lakayt kalırdım. Şimdi ise onu ve emsalini başka bir gözle görüyorum. Hepsi idealin serhaddinde susmuş bu insanların hikmetinde kaybolmuş bir dünyayı arıyorum. İstediğime onlarla erişemeyince şiire, yazıya dönüyorum. Onu musikînin kadehinden istiyorum; kadeh boşalıyor, susuzluğum olduğu gibi kalıyor; çünkü sanat da aşk gibidir, kandırmaz, susatır. Ben seraptan seraba koşuyorum. Her başına koştuğum pınarda muammalı çehreler bana uzanıyor; bilmediğim, seslerini tanımadığım dudaklar benimle bitmez tükenmez işaretlerle konuşuyorlar, fakat hiçbirinin dediğini anlamıyorum; ruhum dudaklarından ayrılır ayrılmaz hiçbir şeyin değişmediğini görüyorum. Belki onlar da bana kendi tecrübelerinden, her adımda karşılarına çıkan sert duvarlardan bahsediyorlar; "Biz de senin gibiydik, diyorlar, hiçbir suale cevap alamazsın. Asıl olan içindeki hasrettir; onu söndürmemeye çalış" Ve onun eski bir ocak gibi daima uyanık bulunması için kâh Ferahfeza Peşrevi'ni veya Acemşiran Yürük Semâîsi'ni, kâh Süleymaniye'nin beyaz fecir gemisini, kâh Karacaahmed'in serviliklerini karşıma çıkarıyorlar; Şerefâbâd'ın kırık mermer havuzlarına benzeyen bir yığın adı, bu hazır kalıpları içimdeki hasretle doldurayım diye bana uzatıyorlar.
Sayfa 235 - YKY
·
189 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.