Gönderi

1915 yılının Şubat ayında, ailem ile birlikte Bitlis'in bir köyü olan Yako'da bulunuyordum. Bir gün, Bitlis'de bulunan kardeşimin yanına gitmek üzere hareket etmiştim. Yolda, Bitlis halkından bir kafile görünce, gidişlerinin sebebini sordum. Bunlar bana, şehrin ansızın Rus ve Ermeni birlikleri tarafından basıldığını, bu birliklerin daha çok Ermeniler'den teşkil edilmiş olduğunu, rastladıkları Müslümanlar'ı kadın, erkek ve çocuk ayırmaksızın süngü darbeleri ile öldürdüklerini söyledi. Öldürülenler arasında, Bitlis'de bulunan kardeşim İsmail ile diğer kardeşim Mehmed'in oğlu Halid'in bulunduğunu ve Halid'in hanımı Yakub kızı Minnet'in götürüldüğünü, kayınbiraderim Hacı Ali oğlu Yusuf'un katledildiğini ve halası Şakir kızı Mercan'ın götürüldüğünü, komşum Kazanan Şeyhi hasta Şeyh Ahmed'i, bir hizmetçisini ve şeyhi ziyarete gelmiş olan Hersan mahallesinden Mustafa oğlu Hasan'ı fidye olarak bir hayli parasını aldıktan sonra Hacı Yusuf zâde Süleyman'ın evinin yanında ve oğlu İzzet'i Hacı Nasrullah'ın kardeşi Ali ile birlikte süngü ile katlettiklerini, Ahlat'h 80 yaşındaki Nigâr Hanım'ı, Tero adındaki bir askerin hasta olan ailesini öldürdüklerini ve 60 yaşlarındaki Şeyh Hâfi Efendi'ye soğuk havada yalın ayak halde eşya taşıttırdıklarmı, Bitlis'in Hersan mahallesinden Süleyman oğlu Ali söyledi. Bunun üzerine, Bitlis'e gitmeye cesaret edemediğimden Yako(Ünaldı)'ya geri döndüm.
Sayfa 31 - Azerbaycan Kültür Derneği YayınlarıKitabı okudu
·
36 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.