Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Bu da 2;
Dini tercih etmediği için insanlığı ve ahlâkı da dinin içinde bırakanlar var. Dini tercih etsen de etmesen de insan olduğun için insanlık barındırman gerekmiyor mu? Hani dini sonradan öğreniyoruz ama özümüz insanlık içeriyor ya? Dininin olması ya da olmaması değil, insanlığının ve ahlâkının olmaması seni kötü yapan. (En azından benim için öyle.) Seni tutan bir din yoksa vicdanın da mı yok, doğru ve yanlış ayrımında mı yok, duyguların da mı yok? Doğru düzgün insan olmak için kurallara, sınırlara (yasalara), cezalara gerek duyulması hayvan ama gelişmemiş olanlardan hissettirmiyor mu? Bunlar olmadığında kendinizi salmanız daha çok öyle hissettirmeli. Çünkü insanlığın özünde bunlar yok. Sen çıkarların olduğu için ya da ceza yememek için değil insan olduğun için insansındır ve bunu hiçbir etken- ha var ha yok- değiştiremez. Senin gerçek insanlığın; kimse seni görmediğinde, senden güçsüzüne nasıl davrandığında, çıkarının olmadığı insanlara ve olaylara yaklaşımında ve sınırların olmadığında ortaya çıkar. Bu anları gözünün önünden geçirdiğinde elinde kalan neyse sen de o kadarsın. İnsanlık için din gerekmiyor ama din için gerekir... Kadın ve erkekten çok "insan" veya "varlık" kelimesini benimsediğimizde her şey çözülür. Ayrı Dünyaların değil aynı Dünya'nın canlılarıyız sonuçta ve bütünü (Evreni) oluşturmaya aracıyız o yüzden biraz saygı. Sadece bizim için değil kendinize de, bitkilere de, havaya da vs. her şeye. Tebrik ediyorum, buraya kadar geldiyseniz doğru düzgün insan olmak için en gerekli unsurun öyle doğmamız olduğunu ve dine hizmet etmek için değil dinin bize hizmet edip Allah'a ulaşmamızı sağlamak için varolduğunu öğrendiniz. Boşuna denmemiş "Din, insan ile Allah arasında özel bir bağ/ köprü." Özel olmasının nedeni bunu insanlara kanıtlamanız veya bununla göz boyamanız değil, her insanın bir'e ulaşma yolculuğu farklı ve bu asıl özel kılan şey. (Bunu okuduğum son kitapta daha iyi anladım.) Bunun farklılığı dini yaşayışımızda ve dini anlayışımızda da yatıyor. Sen o kadar farklılığı yönetim olarak baz alamazsın ve insanları bunda zorunlu da tutamazsın. Evrenin ve onu Yaratan'ın dili sevgi, zorlama ya da baskı değil. Kur'an-ı Kerim'de bunu görmedin mi?.. Herkes kendinden sorumlu ve kendi sınavında. Dini layığıyla yaşayıp yaşatsan baskı ve zorlamaya gerek kalmaz. Ve ilk kendinden sorumlusun o yüzden kendi önüne bak. Allah bile zorunlu kılmamışken sen bu haddi kendinde nasıl buluyorsun diye kendine sormazsın ama ben sorarım. Ve insanları değil, Allah'ı memnun etme ve layık olma çabası tüm müslümanlar için geçerli değil mi? O yüzden kullarla ilgilenmeyi -bu çoğu zaman gereksiz bir ilgi- bırakın. Kulların geneli için Allah düşünmüş zaten; herkese ayrı ayrı akıl ve irade verdi. Ayrı ayrı verme sebebini hiç düşündünüz mü? Bence verdikleriyle siz de bir düşün derim. (: Size çok konuştum, bugünün sahne ışığı kadınlarda, biraz onlara konuşayım (: Sizleri seviyorum hem de öyle böyle değil, biz bu hayatı yaşamayı hak ediyoruz, hak etmesek burada işimiz ne?(: Yaşarken eğitim hayatında anılar biriktirmeyi ve kendi ayaklarımız üstünde durmanın tadını bilmeliyiz. Biz bu hayata ilk önce veya sadece evlenmek için gelmedik. Hayat nefes almakla başlayıp nefes almayla sürdüğüne göre önceliğimiz: yaşamak, ilk önce buna hazırlayalım kendimizi ve bunu öğrenelim. Güzel güzel yaşadık, harika deneyimler kattık ve baktık ki bize layık bir beyefendi var ve evliliği keyifle istiyoruz vs. anca size layık birini bulduğunuzda ve evliliği keyifle istediğiniz de bu deneyimi de tadın. Burada yaşta önemli, başlangıç 20'den açılmalı diye düşünüyorum. Erken olması yanlış kararlar doğurabilir ve küçük olduğunuz için zor gelebilir. Baktınız ki size layık bir beyefendi yok ve zaten keyfiniz de yok. O zaman yaştan ve baskılardan dolayı evlenmeyin. Sonrasında "keşke." deme ihtimaliniz yüksek. Toplumun bize dayattığı saçma sapan bol algılardan çok ne var ki zaten - ki çoğu da erkeklerin dayatması ha- o yüzden üç maymunu tavsiye ederim. Ben de öyle yapıyorum. Çünkü kendi hayatım, keyfim, isteklerim vs. toplumdan daha önemli ve toplumu değil beni ilgilendirir. Bu hayat sizinken kaderinizi başkalarına yazdırmayın. Onlar yazdıklarını okuyamaz ya da baksalar arada bir ne yazıyorum vs. diye kendilerinden utanırlar ama dedim ya baksalar? Sığ ve cahiller "Hata olabilir bir kontrol edeyim." demez "Hata yok." veya "Biz de yanlış olmaz." repliği hayat felsefeleri olduğundan umursamazlar. Bunların eline mi vereceksin kalemi? Hayat sana bahşedilmiş, dilediğince yaşa, mutlu ol, saçma sapan bir ruh eşindense bekarlığı tercih etmek kayıp değil kazanç, bunu da ekle. Ailen berbatsa da sabret ve nasıl bir ailen kurmaman veya nasıl bir eş seçmemen ya da nasıl bir anne olmaman gerektiğini öğren bir yandan. Ve 21. yy.'da olmamıza rağmen zihniyet olarak tek haneli yy.'da kalmış çokça insan var. İki haneli sıfıra değil tek haneli sıfıra koşuyorlar dikkat et. Coğrafya kader olabilir ama kaderin değiştirilebilir tarafları da var, bunu da öğren. Sizi seviyorummm, çelme takan bir ayak yerine el uzatmayı tercih eden sıradan birisi 🤍🤍🤍...
·
97 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.