Gönderi

Bugünlerde aşk var mı diye bazı sorularla karşılaşıyorum. Bir örnek vermiştim, gençler kolay anlasın diye: Adam İstanbul'da, Pendik'te bir yerde oturuyor. Tuttuğu takım Avrupa Yakası'nda, epey uzakta. İki saatten uzun süren bir yolculukla, kış gününde, binbir meşakkatle stadyuma intikal ediyor dar gelirli bu taraftar dostum. İki saat bekleyip tir tir titreyerek bir bilet tedarik ediyor. Normal yolla bulamazsa karaborsadan... Stadyumdaki en az iki saat süren feryat, figan ve titreyişten sonra bir o kadar daha meşakkatle evine dönüyor. Doksan dakika zarfında olup biten her şeyi altı gün boyunca karşılaştığı herkesle anbean mütalaa ediyor, değerlendiriyor. Her gün kırk, elli, altmış sayfalık bir spor gazetesi okuyarak bilgilerini taze tutuyor. Öbür haftaçoluğu çocuğu unutup deplasmanda oynayacak takımının peşinden başka şehre gidiyor, meşakkate katlanıyor. Bir iki hafta değil, beş on yıl değil, ömür boyu. Böyle bir tutkunun zebunu oluyor. Aşk bu değilse nedir? Düpedüz aşk işte! Fakat aşkın neye yöneldiğini sorgulamak, merak etmek la- zım. Çünkü insan, sevdiğinden kıymet alır.
·
33 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.