Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

331 syf.
·
Puan vermedi
·
26 günde okudu
Körler dünyasındaki gören gözler
Öncelikle kitabın çok akıcı olduğunu düşünüyorum. Çok fazla övüldüğü için bir taraftan da beklentim çok yüksekti .Bu yüzden de sanırım beni çok etkilemedi. Aslında bu kitabı lisede okumuş olsaydım .Çok yüksek ihtimalle hayran kalırdım .Ama bu zamana kadar benzeri sistem eleştirileri ,zor şartlarda insanların nasıl kontrolden çıkıp kendilerini kaybettiklerini vurgusunu yapan filmler ve kitaplarla karşılaştığım için bir yaz dizisi gibi aynı senaryoyu okuyormuşum gibi hissettim. Ama bunları bir kenara bıraktığımızda gerçekten çarpıcı bir şekilde anlatılmış bu hikaye . Körlük salgını sonucu yavaş yavaş insanca yaşamaktan uzaklaşan ve akıl hastanesine kapatılan körler ve aralarında bulunan her şeyi gören doktorun karısı. Zaman zaman bazı gördükleri bu kadına o kadar zor geliyor ki kör olsa tüm bu yükleri taşımayacağını ve sorumlu olmayacağını hissettiğini düşündüm .Ama her ne olursa olsun kendi grubuna liderlik ediyor ve onları hayatta tutuyor .Hepsi ona minnettar. Âmâ bu minnet duygusu bazen bana samimiyetsiz geldi .Herkes tekrar görmeye başladığında ilk kör ve karısı hiç arkalarına bakmadan evlerine geri döndüler .Ve bu kadar zamandır birlikte yaşadıkları hayat aralarındaki bağ sanki yok gibiydi kitabın sonunda. Doktorun genç ve güzel gözlüklü kız ile birlikte oldukları zaman doktorun karısının bunu normal karşılaması hiç kıskanmaması da bana biraz içinde bastırdığı duyguları olduğunu ve bunları gizlemeye çalışmış olabilir mi diye düşündürdü . Kitapta en beğendiğim bölüm üç kadının birlikte balkonda yağmur yağarken temizlenip , çamaşır yıkadıkları yerdi . Bir de Akıl hastanesinde doktorun karısının yönetimi ele geçirdiği bölümde güzeldi. Zaman zaman doktorun karısının yaşadığı duygusal patlamalar bana en gerçekçi hissettiren bölümlerdi .Herkes onu kör olmadığı için çok şanslı olduğunu düşünüyordu .Ama kadın bu herkesin kör olduğu dünyayı görerek aslında büyük bir ıstırap çekiyordu. Kendisini ve etrafındakileri en iyi şekilde korumaya çalışırken bazen başarılı olamadığında kendini suçlu hissediyordu .Kitaptaki kiliseye gittikleri yeri anlamakta zorlandım kilisede gözleri bantlı ve beyaza boyanmış figürlerin olması muhtemelen yine bir metafordu. Ama tam anlatılmak istenen neydi bilmiyorum. Son olarak kitabın sonunda tüm körler görmeye başladığında doktorun karısının kör olacağını sanmıştık ama görmeye devam ediyor galiba .Alt metinde de" Aslında biz zaten kördük , gören körler ,gördüğü halde göremeyen körler " derken galiba dünyada bir çok kötülük var .Ve herkes bildiği halde göz yumuluyor. Açlık ,fakirlik , doğanın dengesin bozulması gibi ama ucu bize dokunmadığı sürece kör olmayı kabulleniyoruz gibi bir mesaj verme kaygısı olduğunu düşündüm. En başından beri bu mesaj verme kaygısı var kitapta bence .Ama ben daha çok anlatılmak istenenin bir şeylerin arkasına gizlenmesini ve öyle bir anda bir aydınlanma yaşamayı daha çok seviyorum. Not =Kitapta en gereksiz bulduğum karakter şaşı çocuktu .Çünkü hikayeyi besleyen hiçbir şey yazılmamıştı bu karaktere .Sadece acıkıyor ağlıyordu o kadar.
Körlük
KörlükJosé Saramago · Kırmızı Kedi · 2022103,5bin okunma
·
18 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.