Zaman Makinesi 1895’de 802.701 yılı hakkında yazılmış bir romanı 2024’te üç boyutlu baskı ile yapılmış ilk binanın bahçesinde okudum ilginç bir deneyimdi. Üç boyutlu baskıyla yapılmış bu binalar tek katlı ve şirin, güzel planlanmış bahçesiyle insana iyi hissettiriyor. Kitabın yazarı bilim kurgunun kurucularından kabul ediliyor. Kahraman bir zaman makinası icat ediyor, bu zaman makinasıyla 900.000 yıl ileriye gidiyor ve küçük sofistike insanlarla karşılaşıyor. Bu insanlar pek zeki değiller sadece meyveyle besleniyorlar, geniş salonlarda yastıklar üzerinde uyuyorlar. Yeraltında yaşayan diğer türü fark etmesi zaman alıyor. Geçen zaman içerisinde insan iki farklı şekilde evrimleşmiş çalışan işçi kesim yeraltında yaşıyor. Her iki türde zekalarını kaybetmişler. Yer altındaki tür sevebilme yeteneğini ve merhametini de kaybetmişken yer üstündekiler hala buna sahipler. Kahramanımız yer altındaki türün yer üstündekileri sığır ya da koyun sürüsü gibi yetiştirip yediklerini anladığında çok şaşırıyor. Durum bir grup insanın dokuz yüz yıl önce yaptığı şeyin en uç noktası. Tabii gücü için beslemek eti için beslemekten daha vahşice. Roman sürükleyici gelecekle ilgili bu kötü tahminin anlaşılabilir sebepleri var. Kapsülle beslenen koca kafalı, zayıf ama çok zeki insan senaryosundan çok daha farklı bir senaryo. İnsan oğlunun hayal edebileceği her türlü gelecek mümkün, iyileri de kötüleri de. Bu tür bilim kurgu hikayeleri bize soyumuzun geleceği hakkındaki ihtimalleri gösteriyor. Romanlar hikayeler tiyatro oyunları farklı hayatlar, yollar, seçimler ve karakterleri bizim için somutlaştırıyor. Öyle de olabilir böyle de olabilir. Her şey olup biterken ben neredeyim, ne yapıyorum ne yapabilecekken yapmıyorum.

Zaman MakinesiH. G. Wells · Karbon Kitaplar · 201729bin okunma

·

154 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Hanife Aydemir