Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

140 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
25 saatte okudu
Canının istediğini yapmak..
birilerinin kişisel çıkarları uğrunda ruhum gökyüzünde tamda bu kocaman cehennemin ortasına düştü. bunların hepsi fedakarlıkmı? hah! fedakarlık mı? insanda fedakarlık falan olamaz. işin özünde bir insan her hareketi her adımı kişisel çıkarı için yapar, hiç şaşmadı bu. insan tutarsız bir varlık nede olsa, her istediği önünede konulsa ona cennette vaat edilse mutsuz olmayı başarıyor, yada mutlu olmak istemiyor, canı ne isterse onu yapıyor. insan canının istediğini yapamayacak bir sistemin kurallarına saplı kaldığında yada yapacak hiçbirşey bulamayınca zamanını saate bakarak geçirecek kadar boş hislerle boğuştuğunda delirmeye başlar. zihni susmaz, etraftaki her bir detayı insanların her bir hareketini sözlerini taklit eden bir papağana dönüşür. insan bu sonuçta mutluyken bile birşeyleri parçalayıp yıkıp etrafı toza dumana karıştırıp zevk almak adına mutluluğunu çöpe atabilir, sırf eğlenmek için sadece canının istediğini yapmak için bunu yapar. her yaptığı kötü denilebilecek toplumca günah sayılan herşeyin arkasını mantıklı bir sebeple yada toplumun ona kahraman demesi için yaptığı eylemin arkasını boyayarak işi mantıklı bir eyleme dönüştürmüş, sanır kendisini. birinden intikammı alacak? toplumca intikam duygumuz mantıklı ve çokda kötü karşılanmayan bir duygu, ama insan sadece kini yüzünden intikam almak istediğini anlayamaz, intikam almak istediği için değil, adalet duygusu tavan olduğu içinde değil, kini için nefreti için eyleme geçer, bununda arkasını adalet ve intikam gibi toplumsal çerçevelerle doldurur. insanlara tüm bu haz duygularının tüm bu çıkarlarının matematiksel formülü bulunsa insanlar tüm bunların sebeplerini öğrense artık hiçbirşey istemeyen makinelere dönüşürler. çünkü artık yapacakları eylem bellidir, canını istediklerini yapamazlar, sisteme karşı hareket etmek içgüdüsel olarak formül dışı eylemler yapmaya çalışırlar. tüm bunları anlamaya çalışan tüm bu toplumu gözlemleyip insanın tutarsızlıklarını kavramaya çalışan biride delirebilir, tutarsızlık insanı çileden çıkarır yolundan saptırır, bunun sonucunda ona mutlu olmak bile bir işkence gibi gelebilir. mutsuzluk ve umutsuzluk onun için bir hastalık halide olsa ona bu normalmış gibi hissettirir. bu kadar yılı boş geçirmiş hiçbir yolu çıkar uğruna koşmamış engel aşmamış biri kendini zorla birine aşık etmek bile isteyebilir, kendine zorla bir yol yaratmak için çabalayabilir. sonundada bunu başarırsa bile, o haz duygusunu birkere tattıktan sonra bunu mahvedebilir, aşık olduğu kişiyi tümüyle bile isteye kaybedebilir ona nefret besleyip bağıra çağırabilir. bile isteye yaptığı bu eylemin sonucunu istediği için yapar, sonucu nemi? ıstırap, özlem, pişmanlık gibi tüm bu duyguların oluşturduğu yine o boş ve hiçbirşey yapmama halinin verdiği vicdan azabı ve acı çekmek. insan neden bile isteye yarattığı bir tabloyu yırtma parçalama üzerine dışkı atma derdinde? neden bundan böylece bir haz duygusu ortaya çıkıyor? insan neden kısa süreli bir haz duygusu için birinin veya kendi ömrünün içine etmeye hazır bekliyor? insan kişisel çıkarlar ve alacağı haz için suç bile işleyebiliyor, ve bunu çok normalmış gibi gösterebiliyor, en basitinden tecavüzü bile “böyle giyinmeseymiş?” diyerek normalleştirebiliyor, hayatının sadece 1 saati için birinin hayatının tamamiyle karartabiliyor, insana bu güç neden verildi? tamam bu toplumsal bir örnekti katılıyorum, ama en göz önünde bulunanı kullanmak yani halk dilinde kolaya kaçmak istedim. insan modern zamanda köleliğin olmadığını savunur, çünkü buna inandırılmışlardır. ona canının istediğini yapabilme hakkının olduğunu gösterdiklerinden olası isyanın önüne geçmişlerdir, tüm bunları yapan yine insanın kendisidir. Para kazanmak için çalışan bir kişi “istesem bırakırım” düşüncesi ile yani yine canımın istediğini yapıyorum düşüncesiyle bir başkasının ayaklarının altına çalışmaya devam ediyor, çoğu zaman kendini hırpalamaya devam ediyor. insan acı çekmekten büyük haz alıyor gibi görünüyor, çünkü canının istediğini yapıyor. çelişkili değilmi? kendini geliştirip iyi yerlere gelebilecek bir insan hiç oralı olmayı canının istediğini yaparak sadece oturmayı sadece saati izlemeyi ve zamanın akışını izlemekle yetiniyor, sonucunda ya deliriyor yada acı çekiyor, bu çelişkide böylelikle kapanıyor. (Spoiler) kitap çoğu zaman insanın arzularının ve ihtiyaçlarının çelişmesinden genel olarak bundan bahsediyor, bende bu incelemede kitap gibi insanın iç dünyasını sorgulamaya çalıştıysamda kitapla alakasız kalmış gibi oldu, ama birşekilde yeraltı adamı gibi bende içimi dökmek istedim.(buda kitapta anlatılan Arzu ve insanın çıkarlarına bir örnek olabilir.) onunda dediği gibi, gerçek dünyadan kopğuz ve sözde bu gerçek dünyayı kitaplardan görmeyi bekliyoruz. yeraltı adamının liza ya olan söylemleride yarattığı bu güzel şeyin dağıtma çabası olarak görüyorum. kendisi bile itiraf ediyorki o giderken eline sıkıştırdığı para kötülüğünü örtmesi içindi, kendini kötü hissettiğindendi. ama bu parayı kabul etmedi, ve yeraltı adamı arkasını döndüğünde sessizce parayı masaya bıraktı, sonrasında karakterin hissettikleride manidar, ümitsizce bencilliğini kabul edip arkasından onu aramya gitti, tabiki başarısız oldu ve böylece herşeyi dahada batırdı. okuduğum kitaplarda kendimi ve tavırlarımı en iyi anladığım ve çözümleyebildiğim bir kitap oldu açıkçası, aslında sadece kendimlede sınırlı tutamam sonuçta kitap bir toplum eleştirisi ve bunu da çok başarılı bir şekilde bize yansıtmış. kitabı anlamak için tekrar ve tekrar okusamda anlayamadığım çok nokta oldu, bu yüzden böyle bir inceleme yazma kararı aldım, kitaptan alakasız kalmış olabilir ben anladıklarımı dile dökmek istedim.
Yeraltından Notlar
Yeraltından NotlarFyodor Dostoyevski · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2020127,9bin okunma
·
23 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.