Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

288 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
“İsmini artık herkese duyurma vakti geldi. Sen Mari Gerekmezyan’sın.” Karadut, 1940'lı yılları konu alan, biyografik roman özelliği taşıyan; hem bir dönemin tarihini hem de hüzünlü bir aşk hikayesini anlatıyor. Türkiye'nin önemli sanatçıları Bedri Rahmi, Eren Eyüboğlu ve Mari Gerekmezyan arasındaki aşk üçgeni gibi gözükse de, kitapta okuyucuyu bundan daha fazlası bekliyor. 2. Dünya Savaşı'nın izlerini hissettiğimiz, Hitler'in dünyanın en korkunç insanları arasına adını yazdırdığı yıllara, Müjgan ve Vildan Tekin sayesinde uzanıyoruz. Bu romanın kahramanları arasında Eyüboğlu kardeşler, Fikret Adil, Ahmet Hamdi Tanpınar, Orhan Veli, Sait Faik Abasıyanık, Cevat Şakir ve daha nice kıymetli sanatçılar bulunmaktadır. Ben de kitaptaki aşk üçgeninden çok Cumhuriyet dönemi sanat ve edebiyat tarihinin altın dönemine odaklanmak istiyorum. Önce ‘heykellerim yaşama sebebim’ diyen aynı zamanda bir felsefeci Talaslı Mari ile tanışıyoruz. Daha sonra adını bile bilmeden, Akademi de gördüğü Cebiş'ine tutulmasına şahit oluyoruz. Artık onlar için ‘Yaşamak heykel, yaşatmak resim,şiirdi.’ Ve bunu anlayan çok az kişi oldu. Sanat topluluğu “D Grubu” ile tanışıyoruz. Abidin Dino’lu Bedri Rahmi’li toplantılarda sanata doyuyoruz. Sait Faik’in yemek masasında toplatılan kitapların yasını tutuyoruz. Cevat Şakir'den Bodrum'unu dinlemek için teknesi Macera ile kendimizi maviliklere atıyoruz. Ah, Mösyö Lambo’nun veresiye defterini unutmak mümkün mü? Hesabın sanatla kapatıldığı yer... Son olarak, Mari'nin toplumsal dışlanmasını anlamak için şu satırların yeterli olduğunu düşünüyorum. ‘Ortaçağ’da bir büyücüydüm sanki. Halka açık bir meydanda yaktılar bedenimi.’ Ve her şeye rağmen son nefesiyle bağırıyor herkese; ‘Değer miydi, değmez miydi diye konuşacaklar belki ardımdan, değdi!’
Karadut
KaradutMüjgan Tekin · A7 Kitap · 202024 okunma
·
69 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.