Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

İbrahim Kaypakkaya'nın ideolojik kopuşu, Kemalizm eleştirisinin köktenliğiyle öne çıkar. Marksist-Leninist temel metinlerde Türkiye Cum­huriyeti'nin kuruluşuna atfedilen "milli burjuvazinin devrimi" teriminin, komprador-milli ayrımına girmeksizin, burjuvazinin millilik niteliğini be­lirtmek için kullanıldığı ikazında bulunur; "millilik", muteber bir sıfat değil­dir yani. Ona göre İstiklal Harbi anti-emperyalist kurtuluş savaşları için de­ğil, aksine bütün Asya halklarının burjuvazileri ve egemen sınıfları için mo­del teşkil etmiştir. Kemalizmi, yozlaştığı söylenen 1938'den veya 1946'dan veya 1950'den sonrası itibarıyla değil, başından itibaren "faşizm" olarak ta­nımlar: "Kemalist diktatörlük işçiler, köylüler, şehir küçük burjuvazisi, kü­çük memurlar ve demokrat aydınlar üzerinde askeri faşist bir diktatörlük­tür." Kaypakkaya "milli mesele"de de radikaldir. Rejimin sadece "halklara" değil aynca bütün azınlık milliyetlere baskı yaptığını vurgular.
Sayfa 662 - İletişim Yayıncılık
·
22 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.