Odayı tek aydınlatan şeyler, televizyondan gelen, yanıp
sönen mavi ışıklar ve şöminenin vermiş olduğu aydınlıktı.
River'a bakıp bu olaym bizi nasıl etkileyeceğini düşündüm.
Uykusunda ufak ufak kıpırdıyordu. Onun kalp atışmı hissetmek için elimi kalbinin üzerine koydum. Tişörtünün
altmdan teninin sıcaklığını hissedebiliyordum ve onu ger
çekten istiyordum. Ona dokunmak ve onunla aramızdaki
o bağı tekrardan yakalamak istiyordum.
Ona doğru eğilerek hafifçe çenesine bir öpücük kondurup ellerimi göğsünde gezdirdim. Bana hemen tepki verip
zaten etrafıma dolanmış olan kollanyla bana daha da sıkı
sarıldı.
"River," diye fısıldadım kulağına.
Beni üstüne yatıracak şekilde yer değiştirdi ve gözlerini
açtı. "Sen iyi misin, güzellik?" diye sordu. O yeşil gözleri
parıldayarak gözlerimle buluştu.
Evet anlamında başımla onayladıktan sonra dilimi dudak çizgilerinin üzerinde gezdirdim. Başımı eliyle kavrayıp göğsüne doğru götürdü. Beni sonsuza dek tutmak istercesine kendine doğru çekti.
Başımı kaldırıp boynuna öpücükler kondurdum. Nefesinin hızlandığını duyabiliyordum, ancak bana bir kez
daha sarılıp beni kendine doğru çekti. Yüz yüze gelebibnek
için kendimi biraz geri çektim. "River, seni istiyorum."
Gözlerini kapatıp açtıktan sonra parmaklarını saçlanmda gezdirdi ve kısaca duraksayıp tekrar başımı her iki
eliyle kavradı. Derin bir iç çekip alnmı almma dayadı. Dudaklarının her bir köşesini öperken o da davetkâr öpücükleriyle bana eşlik etti. Dillerimiz birbirme dolamnca ben
de gözlerimi kapatıp ellerimi vüaıdunda gezdirdim. Onugerçekten ne kadar sevdiğimi göstermek için vücudumu
vücuduna kenetlemek istiyordum. Ona, bunu hem onun
için hem de kendim için göstermem gerekiyordu.
Dudaklanm dudaklarımdan ayırarak ellerini omzuma
koyup beni hafifçe üzerinden kaldırdı. "Dahlia, sanırım biraz konuşmamız gerekiyor..."
Ancak ben sözünü kestim. Konuşmak istemiyordum.
Onun sevgisini hissetmek istiyordum sadece. Alt dudağını
uzun bir süre emdikten sonra dilimi boynundan aşağıya
doğru kaydırdım. Dudaklarımı o pürüzsüz teninde gezdirip dizlerimi bacaklarmın arasına sıkıştırınca boğazından
ufak bir inilti yükseldi. Ben diz çökünce bacaklarını daha
da araladı. Arhk iyice tanıdığım ve beni beklenh içinde
htreten o uzun, düzgün vücudunu inceledim. Gözüm kot
pantolonunun belinden sırıtan boksermın bel lastiğine takıldı. Tişörtünün sıyrıldığı yerden hafif bronz tondaki karın kaslarını görebiliyordum ve o siyah lashğin alhndakini
yalamak isriyordum.
Gözlerimi gözlerinden bir an olsun ayrımadan üzerimdeki hşörtü sıyırıp yere fırlattım. Alt dudağımı ısırarak
parmaklarımı sütyenimin dantelinin içine kaydırdım. Gö
ğüs uçlanmm sertleştiğini hissedebiliyordum. Bana öyle
bir bakışı vardı ki şu anda yaphğım şeyi aynen devam ettirmek istiyordum. Ellerimi vücudumdan aşağıya doğru
kaydırdım ancak pantolonumun düğmesini açmak yerine
ellerimi pantolonumun içine soktum. Durdum ve fermuarımm en altmda kalan bölgeye baskı uygulamaya başladım. Dudaklarım araladı ve nefesi bir anda hızlandı. Alt
dudağımı daha sert ısırarak bir sonraki seviyeye geçtim.
Kot pantolonumun düğmesini açarak, pantolonumu
bacaklarımdan aşağıya kaydırdım. Başımı koltuğa yaslayıp hafif yalpalayarak onlardan kurtuldum. Oracıkta iç
çamaşırlarımla kalmıştım ve beni bu kadar dikkatle izlemesiyle gerçekten alt etmişti. Yüzündeki o ifade bütün
bunlan görmemi sağlıyordu.
Ayaklarımı bacaklarının arasmdan geçirince River da
elleriyle baldırlarımı okşadı. Göğsü hızla alçalıp yükseliyordu. Kısık gözlerle bana bakışını izlerken bütün duyularım tekrar canlandı. Parmaklarımı külotumun dantelinin
içine sokunca dirseklerinin üzerine kalktı. Beni şaşırtarak,
"Çıkar onu," dedi. Sesi emir verircesine sert ve ihtiraslıydı.
Dantelini aşağıya sıyırarak ayaklarımı bir araya getirip
kendime doğru çektim, o da külotumu sıyırdı ve yere fırlattı. Ayaklarımı bu sefer bacaklarmm üstüne doğru götü
rünce yine dayanamayıp inledi. Ellerim bacaklannun arasmda dolamrken parmaklarımı ıslak kadınlığıma doğru
götürdüm ve o parmaklarm River'm parmaklan olduğunu
hayal ettim. Dudaklarımdan yükselen hafif bir inleme sesiyle başımı arkaya attım.
Daha önce hiç kimsenin önünde yapmadığım şeyi yapmaya başlamadan önce River kot pantolonunun fermuanm indirip oturur vaziyete geçti. Hafifçe kıvnlarak o düzgün kaslı bedeniyle üzerime uzandı. Dirsekleriyle her iki
kolumu sabitledi. Dudaklanmm karşısmda kısık tonda bir
hırıltı duydum. "O sadece benim için. Serü inletebilecek
tek kişi benim."
Bedenlerimizin birbirine yakınlığı beni çaresizlik içine
sokmuştu. Nefesim kesik kesikti, kabaca ve hızla nefes alıp
veriyordum. Ellerimi saatlerdir darmadağınık duran saçlarma doladım. Kalçalarmı kalçalarıma kenetleyince, sabırsızlıkla beklediğim şeyi hissedebiliyordum. Nefes alış verişi çok hızlıydı ve kalbi arzuyla, hızlı bir şekilde atıyordu.
Alt dudağımı ısırıp bana bakmak için kendini geri çekti.
Şömineden yükselen alevler RiverTn o belli belirsiz gü
lüşünü aydınlatıyordu. Dudaklanna tekrar yapışabilmek
için onu kendime doğru çektim. Birden dilini jet hızıyla
ağzımın içine sokup çıkarmaya başlayınca, onu iyice emmek istedim... dudaklarımdaki o dudaklanm hissetmenin
ve tatmarun sonsuza dek zevkmi çıkarmak için.
"Sana ihtiyacım var," dedi ve kendini bacaklarımın ara
şma yerleştirdi.
"Benim de sana ihtiyacım var," diyebildim ancak ona
doğru sürtünerek.
Kalçalarım kavrayarak bana sahip olmasını istedim ve
öyle de oldu. İçime girip beni doldurdu ve daha derinlere
girdikçe, bu his dünyarun en güzel hislerinden birine dö
nüştü. Böylece kafamdaki tüm karışıklıklardan kurtuldum
ve birlikte ânm içinde kaybolduk. Bir an için tamamen
işini bitirmiş gibi kendini geri çektiğinde tüm benliğimle,
arzuyla titremeye başladım. Kendini tekrar içime ittirdi
ve hızlandıkça ben de bacaklarımı onun etrafma dolayıp
kalçalarımı onun kalçalarına gömdüm. Aynı ritimde içime
girip çıkarken gözlerini kapadı.
Yaklaşan zevki hissedebiliyordum ve bir an evvel boşalmak istiyordum. Gözlerimi kapatıp biraz yukarı doğruldum. Hızımız artıkça birbirimize aç dudaklarımız tekrar
birleşti. Kaslarım kasılmaya başlayınca zevke yaklaştığımı
anladım. O kadar yakmdım ki.
Diliyle kulağımm etrafında daireler çizerek, "Benim
olduğunu söyle," dedi nefes nefese. Sesindeki titreklik ve
ağzından çıkan kelimelerin tonu tüylerimi ürpertmişti ve
yemin ederim ki yanaklarım ve dudaklarım titriyordu.
"Şeninim. Bunu sen de biliyorsım," dedim ona ve onu
taklit etmek için kalçalarımı oynattım.
"Ben şeninim, River,"
Saniyeler içinde ellerini kalçalarıma doğru indirerek
kontrolü eline aldı. Kollarımı başımm üstüne ahp koltuğa
tutundum ve şu yaşadığım an dışında her şeyi unutmaya
çalıştım.
"Dahlia, bırak kendini." Sesi konuştukça htriyordu.
Derin bir nefes alarak aynen dediği gibi yaptım. Eve vardığımızdan beri ihhyacım olan o duyguyu nihayet yaşayabilmiştim. Boğazımdan boğuk bir sesle birlikte River'm
adı yükseldi ve beni tekrar mutluluktan uçurdu. "Tanrım
River!" diye çığlık athm güçlü bir şekilde boşalırken ve bedenim zevk dalgalarıyla dalgalandı.
Sanki bu beklediği bir işaretmiş gibi, River da inleyerek son bir kez kendini içime gömünce içimi dolduran o
sıcaklığını hissettim derinlerde. Üzerime yıkılarak başmı
göğsüme dayadı. "Seni seviyorum. Sen..." diye füsıdadı.
Sözlerini yarıda keserek koltuğun arkasma yaslanıp
bana sımsıkı sarıldı. Birkaç dakika sonra ayağa kalkıp elimi tutarak beni yatak odarmza götürdü. Burada hemen
yatağa girip birbirimize sarıldık. Beni bedeniyle tamamen
sardı. Kollanmızı, bacaklarımızı sıkı sıkıya birbirine doladık. Yüzümü göğsüne yapıştırdım. İçim sıcaak olmuştu ve
keyfim yerine gelmişh. Burası her zaman olmak istediğim
yerdi.
Sayfa 59