Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Bir padişahın ay gibi güzel bir kızı vardı. Alem bu kızın aşıkları ve aşkından dolayı yollarını kaybedenlerle doluydu. Fitne her zaman uyanıktı. Zira bu kızın yarı açık gözleri her zaman mestti. Yanağı kafur gibi beyazdı. Saçları misk gibi kokardı. Ab-ı hayatın dudağı dudaklarına susamıştı da ab-ı hayat bile kupkuru hale gelmişti. Zerre kadar cemali görünmüş olsaydı; akıl bile akılsızlığından rüsva olurdu. Eğer şeker lebinin tadını bilseydin utancından eriyip giderdin. Tesadüfen fakir bir derviş oradan geçiyordu. Aniden gözü bahçede seğirten o nurani aya ilişti. Garibanın elinde bir parça ekmek vardı ki, o da fırıncının kendisine acıyarak verdiği bayat bir ekmekti. Dervişin gözleri o ay parçasına ilişince ekmek elinden kaydı da yere düştü. Kız bir ateş gibi dervişin önünden geçip gitti. Giderken de alaylı bir şekilde güldü. Derviş kızın gülüşünü görünce kendisini kanlar içinde toprağın üzerinde buldu. Elinde yarım bir ekmek, bedeninde ise yarım bir can vardı. Bir anda bu iki yarımdan da kurtuldu gitti. Artık bir hiç vardı elinde ve dahi bedeninde. Ne gece kararı kalmıştı ne de gündüz. Ağlayıp inlemekten kimseye derdini anlatmaya mecal bulamadı. O güzeller padişahın gülüşünü hatırladıkça ağlıyor, bulutlar gibi yaşlar dökmeye başlıyordu. Yedi sene boyunca böyle perişan bir haldeydi ve kızın mahallesinin köpekleriyle gezip dolaşıyordu. Kızın tüm hizmetçileri bu olaydan haberdar oldular da şaşırdılar. O sitemkarlar hep birlikte dervişin başını mum gibi kesmeye karar verdiler. Nihayetinde kız dervişi çağırıp kendisine dedi ki: 'Senin gibi birisi nasıl bana eş olabilir? Hiç Tûtî ile karga bir bağda öter mi? Seni öldürmek istiyorlar, kaçıp git. Kapımın önünde oturma artık." Derviş dedi ki, "Senden mest olduğum o gün elimi canımdan çektim. Benim gibi kararsız yüz binlerce can cemalinin uğruna her an feda olsun. Mademki beni haksız yere öldürmek istiyorlar, bir sorum var lütfedip cevap ver. Mademki başımı boş yere kestirtecektin o zaman neden bana bakıp güldün?" Kız dedi ki: 'Ey her şeyden habersiz, derviş! Seni öyle hünersiz, pejmürde gördüğüm için güldüm. Üstüne başına bakıp gülmek revadır. Lakin senin yüzüne gülmek hataymış meğer. Bunları söyledi ve rüzgâr gibi dervişin yanından çekip gitti.
Sayfa 143Kitabı okudu
·
36 görüntüleme
Leyla okurunun profil resmi
Ve işte aslında ne vardıysa bir hiçten ibaretti. Bu dünya pazarında hiç alınıp hiç satılır. Güzele meftunluk ayineye vuran akis gibidir ki ışık sönünce kaybolur. Buralarda aradığın hiçtir ve bulacağın da hiç.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.