Gönderi

Merhaba... Elimde kalem, öylece oturuyorum dakikalardır. On dört sularında aldım mektubunuzu. Sonra bir coşku başladı, bir sevinç. Sanki bahar gelmiş. Mektubunuzu çantama koydum çıktım dışarı. Gözlerim dolup boşalıyor. Peki nedir bu coşku, nedendir? 'Sizi kim ürkütmeye kalkarsa canına okurum.' diyorsunuz. Neden seviniyorum bu sözlere. Hani hiç kimseye ihtiyacım olmadan yaşardım ben. Kimseye güvenmem gerekmezdi. Kimsenin canının okunmasına -benim yüzümden- kıyamam. Bunu hiç istemem sizden. Neden bu kadar sevinç o halde? Yorgun sırtımı yumuşak, sıcak bir yere dayamışım daha cesur bakıyormuşum gibi insanlara. Çünkü bu sözü hiç kimseden duymadım ben. İstedim mi hiç? Bilmiyorum. Öyle alışkınım ki en doğal hakları mı bile savaşarak almaya, yanımda kimse olmadan üstelik. Hayır... hayır, lütfen bugün veya yarın benim için kimseyi gücendirmeyin, Ama 'Bunu yapabilirim sizin için sözünü duymak şaşırtıcı bir biçimde etkiledi beni.
Sayfa 188Kitabı okudu
·
105 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.