“Fethi dayanamadı:
– Çok iyi, çok güzel söylüyorsun, ama artık politikayı bir tarafa bırakalım da biraz eğlenelim.
Halbuki Mustafa Kemal, konuşmak, mütemadiyen konuşmak istiyordu.
– Yok, devam edelim. Hem ihtilalden bahsediyoruz, hem bu kadar teşkilata sahibiz, buna mukabil, İstanbul 'un tazyiklerine boyun eğiyoruz, ses çıkarmıyoruz. Sonra da İran'daki, Yunanistan'daki hürriyet hareketlerine gıpta ediyoruz. Bir başa hasret çektiğimizi söylüyoruz, ben baş olabilirim, diye ortaya atıldığım zaman herkes susuyor, sonra da ihtilalin salahiyetli kimseleri olduklarını söyleyenler bir korku içinde çekilip gidiyorlar. Bu nasıl iş?..”