Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

160 syf.
7/10 puan verdi
·
28 günde okudu
Kendine Ait Bir Oda - Virginia Woolf
Öncelikle çeviriden dolayı dilini biraz karmaşık buldum. Bazı cümleler İngilizceden direkt çevrilmiş o yüzden kulağa eğreti geliyor. Kitap orijinal dilinde daha akıcı. Kitapta diğer eserlere ve yazarlara atıfta bulunulmuş. Benim gibi acemi bir okur için kimi zaman anlaması güçtü. İncelememde kitaptan alıntılar yapacağım. Eğer kitabı okumayan varsa uyarmak isterim. Eser harika bir feminizm denemesi veya uzun makalesi ("essay"ı). Kitabımız kadın öğrencilerin bir öğretim görevlisiyle ya da bir tavsiye mektubu ile kütüphaneye girebileceğini söyleyerek (hatırlatarak) bizi o zamanki İngiltere'ye atıyor. Woolf kitap boyunca kadınların neden edebi eser yaz(a)madığını araştırarak aslında çok geniş bir perspektiften kadın erkek eşitsizliğini göz önüne seriyor. Wolf erkeklerdeki kadın düşmanlığını anlamaya çalışıyor. "Erkeklerin en insancılı en alçak gönüllüsü olan Z'ni, geçen gün Rebecca West'in bir kitabını alıp içinden bir parça okuduktan sonra 'Korkunç feminist! Erkekler züppedir, diyor!' diye feryat ettiğinde yaşadığım şaşkınlığı açıklar mı?" Woolf'un vardığı kanı şu: erkeklerin feminizm nefretinin sebebi kadınları küçümsemeleri değil, gururlarının incinmesi, kendilerinin en iyi olduğuna inanma güçlerinin azalması. Aslında bu pencereden bakınca birçok taş yerine oturuyor. Yüzyıllar boyunca evlerde, odalarda kapalı tutulan, babasının istediğiyle düşünmeden evlenmek zorunda olan, karşı gelirse öldürülesiye dövülmesi makul görülen, kocasının bir malı olan, kendi malına sahip olamayan, mirastan pay alamayan, işte çalışamayan kadınlar haklarına birer birer kavuştuklarında erkeklerin hissettiği bu endişe aslında onları bu kadar kine itiyor. "...Hiçbir çağ bizimki kadar gürültücü biçimde cinsiyetin bilincinde değildi. British Museum'daki erkekler tarafından kadınlar hakkında yazılmış sayısız kitap bunun bir kanıtıydı. Suçlu şüphesiz, kadınların oy hakkı mücadelesiydi. Erkeklerde aşırı bir kendini kanıtlama arzusu uyandırmıştı; kendilerine meydan okunmasa hakkında düşünme zahmetine katlanmayacakları cinsiyetlerini ve onun özelliklerini vurgulamaya zorlamış olmalıydı..." Benzer temayı bir erkeğin yaptığı birçok eleştiride de görüyoruz. Benim gördüğüm tek şey dahiyane ve özel olmadıklarını fark eden erkeklerin korkusu. Eserde beni can evimden vuran başka bir bölüm daha oldu. Antik Yunan'da, Roma'da gerçek kadınlar köle iken yazılan eserlerde sahnede sayısız kahramanlık gösterisinde bulunuyor. Woolf bu durumu ustaca eleştiriyor: "Kurmacada (kadınlar) kralların ve fatihlerin hayatlarına hükmeder; gerçekteyse ebeveynlerinin zorla parmağına yüzük taktığı herhangi bir oğlanın kölesidir. Edebiyatta en ilham dolu sözcüklerin, en derin düşüncelerin bazıları onun dudaklarından dökülür; gerçek hayatta ise anca okur, güç bela heceler ve kocasının malıdır." Bu da erkeklerin kadınları soyutladığını, kadınları kurmaca hikayelere kısıtladığını gösteriyor. Woolf'a vefat eden teyzesinden ona kalan yıllık beş yüz sterlinlik bir gelir kalıyor. "...Gerçekten de teyzemin bıraktığı miras bana gökyüzünü gösterdi ve Milton'un sürekli hayranlık duymamı öğütlediği geniş ve azametli bir beyefendi suretinin yerini açık bir gökyüzü manzarası aldı." Buradan da kitabın özüne gidebiliriz. "Para kazanın, kendinize ait ayrı bir oda ve boş zaman yaratın. Ve yazın, erkekler ne der diye düşünmeden yazın." Bu öğüdü hayatımızın her yerine uyarlayabiliriz. Bu kısa eserde bunlar gibi bir sürü eleştiriler ve saptamalar dolu. İncelememi Türkçeye fevkalade bir şekilde çevrilmiş bir tamlama ile bitirmek istiyorum: eril fikir yığını. "...Bay Greg vurgulu bir biçimde 'bir kadının özü, erkeklerin bakımı altında olmaları ve onlara hizmet etmeleridir' demişti; kadınlardan entelektüel anlamda hiçbir şey beklenmeyeceğine dair devasa bir eril fikir yığını vardı..."
Kendine Ait Bir Oda
Kendine Ait Bir OdaVirginia Woolf · İndigo Kitap · 201737,8bin okunma
·
18 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.