Kierkegaard'a göre inanç, onayladığımız ya da onaylamak zorunda kaldığımız bir grup dogma ya da dinsel hakikat değildir. Bir bilme biçimi değildir. Havari Pavlus'un ve Luther'in dediği gibi, Tanrı'ya koşulsuz güvenmek ve teslim olmaktır.
...
bizler İsa'nın çağdaşı olmalıyız. "Hıristiyanlık kurumu aracılığıyla 'nesnel' bir Hıristiyan olmak, pagan olmaktır," der Kierkegaard. Kierkegaard'ın bildiği şekliyle Kilise kurumu, ona göre inanç değil, inancın parodisidir.