Video: youtu.be/nJL9dvhN9VU
Bir Acıya Kiracı.
Metin Altıok'tan okuduğum ilk kitap.
Bir Acıya Kiracı, 456 sayfalık bir şiir kitabıdır.
Kitapta; acı, aşk, ay, ayrılık, bozkır, gitmek, gurbet, hayat, hüzün, kadın, kitap, kuş, mevsim, otel, ölüm, sevgi, tarih, toprak, yalnızlık, yol ve yolcu gibi temalarda şiirler yer alıyor. Bu şiirler; beyit, dörtlük ve bentlerle kaleme alınmış. Bazı şiirlerde kafiyelere de yer verilmiş.
Ayrıca şiirlerin bir kısmında toplumsal eleştiriye de yer verildiği görülüyor. Kitap, bütün olarak değerlendirildiğinde hüznün hemen her şiirde görüldüğünü söylemek ise son derece olağan.
Kitaptan bazı alıntılar:
Haydut bir gecedir bağlayan ellerimden,
Beni bu atın yelelerine (13).
Kemikli sırtıma paltom gibiydin (13).
Koynunda taşırdı bir aşk hikâyesini
Kabuk bağlamış muska gibi (15).
Sonbahar, ki acının değişmez dipnotudur (23).
Sonbahar, ki doyumsuz bir aşkın sonucudur (23).
Sonra git yeni bir aşkı bulmaya,
Bir yağmur sonrasının
Duru aydınlığında,
Yıkanmış avlun, dinmiş uğultunla.
Sonra git yeni bir aşkı bulmaya (27).
Yola düşkün azgın bir at gibidir yanımda eksikliğim (31).
İmamesidir dağlar bir gurbet tesbihinin (35).
İmamesidir dağlar bir gurbet teşbihinin,
Elimden kim bilir kaç kez geçirdiğim (35).
Rüzgâr, ağaç ve insan, bir de kuş vardır artık,
Bu hüznün karmaşık dokusunda (38).
Ömür boyu tarayıp ördüğüm şu zamanı,
Benden sonra başıboş ortalıkta bırakma (39).
Kendine yük haline gelince,
Koru kendini asıl kendinden (40).
Ben eğilmem gündüz ama,
Geceleri kanatırım kendimi (43).
Ölsem ayıptır, sussam tehlikeli;
Çok sevmeli öyleyse, çok söylemeli (43).
Zavallı bir iskelet kalıyor geriye
Sana duyduğum aşktan.
-Ki yıkılmış yer yer
Üzerinde siyah kuşlar uçuşan (51).
Çünkü sen bir çocuğun büyüklüğüsün (53).
Kulağımda uğulduyor atışı yüreğimin;
Bu kadar beni taşıyamıyorum kendimde (62).
Ay; yalnızlığın değişmez devriyesi (67).
Sahafa düşmüş bir kitap
Gibi sararmış üzüntüsünden (70).
Toprağın da vardır bir kişiliği,
Her insanın nasıl bir iklimi varsa.
Bir toprağı anlatmak değil mi ki,
Bir insanı anlatmaktır biraz da (75).
Kuşlar ki bozkırın apoletleri (76).
Bir at tökezler yüreğinde,
Korkuyla havalanır kuşların hepsi (76).
Ay gelir dolana dolana,
Asılır kalır havada (81).
Sevmeye başlayınca birini
Kendimi yıkıp yeniden kurarım
Çünkü bu yeni bir aşktır
Ve temeldeki yerini mutlaka alacaktır (85).
Biraz uzun tut boyunu, benim için ördüğün nehrin (89).
Gözlerim kaç zamandır yalnızlığın tekinsiz tüneği (89).
Sanki ben ve bendim
Önüm sıra, ardım sıra
Dehlizinde kendimin (93).
Bak bazı kadınlar kaçmaz çorapların
Uzun bacakları olmuşlar (97).
Ama inan sonludur aşk da,
Kovalar sonunu kendi kendinin (99).
Bir bulut geçiyordu senin gözlerinden.
Oturuyorduk; ben kızgın çölüm, sen yıldızsız göğünle (100).
Sen şaraba banılmış ekmek;
Deltasıyız bütün sözlerin
Ve söz sonunda bak nasıl
Şenle bana gelecek (102).
Sen yarım kalmış bir aşkın
Kaçınılmaz sürgünü (103).
Ben ki kiracıyım bir acıya.
Sen imzalarsın sabah akşam
Defterini bensizliğin,
Bense kanla öderim
Kirasını kaldığım evin.
Bir takvimi tersten açardık
Eğer isteseydin (103).
Yeni çekilmiş bir dişin
Yadırganan boşluğu
Dilimin ucunda ismin (104).
Bir yüzük yaptım sana güvercin teleğinden,
Bir yüzük bükerek hoşça kal sözcüğünden (109).
Bir yüzük yaptım sana, bir yüzük ki;
Yıllardır dinmeyen ormanların gümbürtüsünden (109).
Birini bulurum mutlaka,
Yangınımı körükleyen birini (113).
Ve ikimiz ölümden konuşalım,
Senin ağzında gül, benimkinde menekşe (117).
Artık tutunacak kimsen kalmadı,
Nasıl biliyorsan öyle düğümle zamanı (122).
Şair bana mutluluktan söz etme,
Beyaz baston kullanan bir dille (124).
Beni hoyrat bir makasla
Eski bir fotoğraftan oydular (133).
Uzun uzun uluyor
Bir çakal paslı sesiyle (136).
Yakında gideceğim burdan,
Hiçbir sokağından geçmediğim
Anım olmayan bir kente (137).
Yitirdiklerim de oldu
Kazandıklarımın yanında (128).
Öyleyse biri eski yazıyla
Sağdan sola yazsın beni (141).
Şölensiz, sevinçsiz yaşıyoruz şimdilerde,
Bir iğdiş ve buruşuk zamanı.
Kimsenin türküsü yok dilinde (146).
Kar hiç böyle kimsesiz kalmadı
Kendi özgül tarihinde (147).
Yalnızlık belki de gece yarısı
Işık sızan bir penceredir ama,
Kimi zaman da bozkırda
Çıplak dağlarda,
Yerde yatan bir taştır
Yorgun ağırlığıyla (150).
Hem kalabalık,
Hem de yalnızsın bana kalırsa (151).
Bir anı tüneği şimdi
Yaşadığım geçmiş yıllar (154).
Ömrüm, ömrüm
Ve yanan mum biter.
Soğur cehennem bile (155).
Ama ben beslenirim ayrılıkla,
Acının gurbettir memleketi (158).
Adın ne idi unuttum,
Yüzün silindi belleğimden.
Ama ellerin;
Bir su gibi akışkan
Ezberimdedir hâlâ (160).
Bir düzen tutturamadım (161).
Ben hep ölüme ve aşka inandım (161).
Ben bu dünyada bir pıtrağım (165).
Kuşlar da gitti.
Çiçekler gelecek bahara
Tohum saçıyor (169).
Ben seni yalansız
Bahar gibi sevdim (171).
Ve kedileri
İkimiz de çok severdik (171).
Şaşılacak bir şey yok.
Ama tersine yaşıyorum (177).
Geceleyin karanlıkta;
Bir böcek çıtırtısı
Neleri çağrıştırır
Uykusu kaçana (178).
Hiçbir şey yalınkat
Değildir dünyada (178).
Kusurlu dünyamızda
Yer yoktur kusursuzluğa (180).
Sıkıştırıp mengeneye.
Sevmek çok acıdır (183).
Kıyamet çoktan koptu
Haberiniz yok.
Siz hâlâ güneşin
Her sabah doğuşuna güvenin (185).
Ben neden
Dudaklarının arasında
İğneler tutan
Bir terzi suskunluğunu
Prova ediyorum
Şimdi bu yol boyu
Kederle yürürken
Dağlara doğru (187).
Cevapsız sorunun
Boynu büküktür (188).
İstedim ki kalmasın
Acının çekirdeği yarma (201).
Gün olur bütün sözcükler pörsür (200).
Boğazımda yıllanmış bir çığlık (200).
Ben ki zamanın alçısında
Bahar oldum, güz oldum.
Gittim geldim kışla yaz arasında (201).
İçimde cesetler ve daha ölmemişler var (201).
Akarsulara özenen bir adamım ben,
Taştan taşa vuran kendini;
Durmayı bir türlü beceremeyen (202).
Susuyorum, sustukça yüreğim küfleniyor.
Konuşsam faydası yok;
Sözlerim dağılıp harfleniyor (202).
Dönüş yok gereği düşünüldü;
Bile bile geldim ben bu yarın başına.
Geçtiğim yollar ardım sıra dürüldü (202).
Sen gülümseyince,
Yüreğimde bir balık oynadı (205).
Önceleri bir kuru daldım ama;
Tuttum yapraklar açtım,
Seni görünce dünyaya (205).
İçimde bir terminal kalabalığı (206).
Yeni ölmüş birinin gözlerini örter gibi,
Siyah uzun saçlarından
Usulca geçirdim üzgün elimi (206).
Sen aklıma düşünce bir rüzgâr
Duyarım dolar içime
Ve göğsümde bir pencere hızla çarpar (207).
Bak bu yıl da eridi dağların karı;
Hasretim eksilmedi ama,
Akarsular çözüldü zamana karşı (208).
Sözcükler nesnelere ne katar (211).
Yaşamak şakaya gelmez ciddi bir iştir.
Ancak bunu bilenler
Hayatı bazen hafife alabilir (213).
Ayrılık kapım çalmadan
Sen bir ölüm beğen ölümlerden kendine (214).
Yürek de elbet fetrete düşer,
Biten bir aşkla yenisi arasında;
Şaşırır menzilini, ayağı sürçer (217).
Sonunda her güçlük elbet bir gün çözülür.
Yen ağzıyla dirsek yamaya yamaya,
Bugünleri de gördük çok şükür;
Ne yen kaldı, ne dirsek ortada (227).
İnsan usul usul ölmek için gelir dünyaya.
Başlar her gün biraz daha insan olmaya.
Ve ölürken usul usul ne tuhaf;
Âşık olur, kedi besler, isim verir eşyaya (233).
Geçmişe özlem gelmişse bir toplumda gündeme;
Bugünden hoşnut değil demektir kimse (235).
Kasığımda sanki dikenli bir kirpi
Varmış gibi sızlayan fıtık
Ve başımın üstünde savrulan tipi;
Yaşlılığa alışmalıyım artık (237).
Şu benim evinde kedi özleyen şiirim;
Öç alır benden yıllardır bilirim.
Yaşamak varken sıcak odalarda;
Garlara, garajlara, otellere düşerim (241).
Senin ay aydınlığında geçen geceler;
Can bir yana düşer, ten öbür yana.
Dilim tılsımlı bir sözcüğü heceler;
Ten bir yana düşer, ben öbür yana (245).
Bu yaşa geldim içimde bir çocuk hâlâ
Sevgiler bekliyor sürekli senden (266).
Anamın bıraktığı yerden sarıl bana (266).
Bense düştüm peşine cevapsız soruların (268).
Sevdiğim, tabutum, ak kefenim;
Derin ve dar mezar çukurum benim (271).
En büyük yanlış bir kadına bağlanmaktır;
Gerçek aşk bir kadından sokaklara akmaktır (271).
Masum değil, iflah etmez tutkumsun (271).
Her aşk sonunda bir bozgunun anısıdır (272).
Temiz kalmış ne bulunur bir çöplükte!
Aşk da kirlenir elbet insanla birlikte (272).
Üzülme altıok metin, hüzünlerle geçen tarazlanmış ömrüne
Sen yoğun sis içinde sesi duyulan, uzak çandın bir zaman (275).
Aldanma altıok metin, sultasına kışın
Bak önümüz kıpır kıpır taze bahardır (279).
Zaman eksiltir insanı, her geçen gün, ömründen çala çala
Geçende oturup düşündüm, ne kadar kaldığımı, azala azala (284).
Kendine yol döşeyenden gerçek aşkı bekleme (292).
İçimde suyu kesilmiş bir fıskiye,
Birdenbire buruşup soldu (304).
Ben o gün öldüm gülüm,
Bir daha ölmem artık (309).
Sonra aynaya baktım
Aynadaki giz yüzüme
İşte tam sırasıdır
Saklama söyleyiver
Sahi ne oldu senin
Dün gibi gençliğine (322).
Zamanı sorgulamak
Aslına bakılırsa
İnsanı sorgulamaktır (331).
Engin olmalı derdi yaşam,
Yaşam engin olmalı (335).
Sevda derin olmalı (335).
Adını ne koyarsan koy,
Oteller de değişti.
Bir kenti kullanmanın
Unutuldu tüm inceliği (339).
Çocukluğudur o yaşın,
Çocukluktan vazgeçme (342).
Adıma özenenler
ah bir bilseler
kaç kaç
göçük ceset
yaşadım çürüdüm
bugünlere kadar
ben (352).
Ke
sil
miş
daim
budak olur
vere
ceği
nafaka
söyle sende nem kaldı (362).
Neden
hep
boş
bir
bardağa
yüksünmeden
boynun eğer
sürahi (371).
hiç aksamadan hep düne döndü gün (383).
Sevgilim bak, geçip gidiyor zaman;
Aşındırarak bütün güzel duyguları (391).
Ağzımda ağzının silinmez ılık tadı (391).
Bir şey yok paylaşacak acıdan başka (391).
İşte böyledir gülüm bazı şeylerin
Hiç hissedilmez varlıkları ama,
Yoklukları bir uçurum kadar derin (395).
Ne ben bekledim oysa, ne de sen geldin;
Gerçekleşmedi henüz söz ettiğim buluşma (397).
Hangi baş güzeldir bir kafatasından (402).
Günlerin sonu hep pişmanlık getirir (405).
Ey otel; ülkemin ta kendisisin sen benim!
Bazen seni küçültmek için otellere giderim (409).
Hiçbir şeyi tam anlayamaz bilinç dediğin;
Acıyla tümlenir ancak türsel eksikliğin (410).
Bazen belirsizliklerdir yönlendiren ömrümüzü (411).
Gönlümdeki sevda seli taştan taşa atladı;
Ne kadınlar sevdim de haberleri bile olmadı (412).
Nedir ki zaten geçmiş dediğimiz,
içinde közler bulunan külden başka (414).
Geçmişle kurtulur insan dağdağasından (414).
İşte budur sonelerin son sözü;
Sımsıkı tutmak avucunda bir közü (415).
Geçmiş olur beklenen gelecek
Veysel be, ömrümüz, ömrümüz de bitecek (423).
Adına sığınan
Bir adam olmadım.
Bu yüzden hep
Belli belirsiz
İmzamı okunaksız attım (427).
Mutlaka okumalısınız. :)
Bir Acıya KiracıMetin Altıok · Kırmızı Kedi Yayınevi · 20222,555 okunma
··
707 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.