Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

444 syf.
10/10 puan verdi
·
40 günde okudu
Video: youtu.be/nJL9dvhN9VU Bir Acıya Kiracı. Metin Altıok'tan okuduğum ilk kitap. Bir Acıya Kiracı, 456 sayfalık bir şiir kitabıdır. Kitapta; acı, aşk, ay, ayrılık, bozkır, gitmek, gurbet, hayat, hüzün, kadın, kitap, kuş, mevsim, otel, ölüm, sevgi, tarih, toprak, yalnızlık, yol ve yolcu gibi temalarda şiirler yer alıyor. Bu şiirler; beyit, dörtlük ve bentlerle kaleme alınmış. Bazı şiirlerde kafiyelere de yer verilmiş. Ayrıca şiirlerin bir kısmında toplumsal eleştiriye de yer verildiği görülüyor. Kitap, bütün olarak değerlendirildiğinde hüznün hemen her şiirde görüldüğünü söylemek ise son derece olağan. Kitaptan bazı alıntılar: Haydut bir gecedir bağlayan ellerimden, Beni bu atın yelelerine (13). Kemikli sırtıma paltom gibiydin (13). Koynunda taşırdı bir aşk hikâyesini Kabuk bağlamış muska gibi (15). Sonbahar, ki acının değişmez dipnotudur (23). Sonbahar, ki doyumsuz bir aşkın sonucudur (23). Sonra git yeni bir aşkı bulmaya, Bir yağmur sonrasının Duru aydınlığında, Yıkanmış avlun, dinmiş uğultunla. Sonra git yeni bir aşkı bulmaya (27). Yola düşkün azgın bir at gibidir yanımda eksikliğim (31). İmamesidir dağlar bir gurbet tesbihinin (35). İmamesidir dağlar bir gurbet teşbihinin, Elimden kim bilir kaç kez geçirdiğim (35). Rüzgâr, ağaç ve insan, bir de kuş vardır artık, Bu hüznün karmaşık dokusunda (38). Ömür boyu tarayıp ördüğüm şu zamanı, Benden sonra başıboş ortalıkta bırakma (39). Kendine yük haline gelince, Koru kendini asıl kendinden (40). Ben eğilmem gündüz ama, Geceleri kanatırım kendimi (43). Ölsem ayıptır, sussam tehlikeli; Çok sevmeli öyleyse, çok söylemeli (43). Zavallı bir iskelet kalıyor geriye Sana duyduğum aşktan. -Ki yıkılmış yer yer Üzerinde siyah kuşlar uçuşan (51). Çünkü sen bir çocuğun büyüklüğüsün (53). Kulağımda uğulduyor atışı yüreğimin; Bu kadar beni taşıyamıyorum kendimde (62). Ay; yalnızlığın değişmez devriyesi (67). Sahafa düşmüş bir kitap Gibi sararmış üzüntüsünden (70). Toprağın da vardır bir kişiliği, Her insanın nasıl bir iklimi varsa. Bir toprağı anlatmak değil mi ki, Bir insanı anlatmaktır biraz da (75). Kuşlar ki bozkırın apoletleri (76). Bir at tökezler yüreğinde, Korkuyla havalanır kuşların hepsi (76). Ay gelir dolana dolana, Asılır kalır havada (81). Sevmeye başlayınca birini Kendimi yıkıp yeniden kurarım Çünkü bu yeni bir aşktır Ve temeldeki yerini mutlaka alacaktır (85). Biraz uzun tut boyunu, benim için ördüğün nehrin (89). Gözlerim kaç zamandır yalnızlığın tekinsiz tüneği (89). Sanki ben ve bendim Önüm sıra, ardım sıra Dehlizinde kendimin (93). Bak bazı kadınlar kaçmaz çorapların Uzun bacakları olmuşlar (97). Ama inan sonludur aşk da, Kovalar sonunu kendi kendinin (99). Bir bulut geçiyordu senin gözlerinden. Oturuyorduk; ben kızgın çölüm, sen yıldızsız göğünle (100). Sen şaraba banılmış ekmek; Deltasıyız bütün sözlerin Ve söz sonunda bak nasıl Şenle bana gelecek (102). Sen yarım kalmış bir aşkın Kaçınılmaz sürgünü (103). Ben ki kiracıyım bir acıya. Sen imzalarsın sabah akşam Defterini bensizliğin, Bense kanla öderim Kirasını kaldığım evin. Bir takvimi tersten açardık Eğer isteseydin (103). Yeni çekilmiş bir dişin Yadırganan boşluğu Dilimin ucunda ismin (104). Bir yüzük yaptım sana güvercin teleğinden, Bir yüzük bükerek hoşça kal sözcüğünden (109). Bir yüzük yaptım sana, bir yüzük ki; Yıllardır dinmeyen ormanların gümbürtüsünden (109). Birini bulurum mutlaka, Yangınımı körükleyen birini (113). Ve ikimiz ölümden konuşalım, Senin ağzında gül, benimkinde menekşe (117). Artık tutunacak kimsen kalmadı, Nasıl biliyorsan öyle düğümle zamanı (122). Şair bana mutluluktan söz etme, Beyaz baston kullanan bir dille (124). Beni hoyrat bir makasla Eski bir fotoğraftan oydular (133). Uzun uzun uluyor Bir çakal paslı sesiyle (136). Yakında gideceğim burdan, Hiçbir sokağından geçmediğim Anım olmayan bir kente (137). Yitirdiklerim de oldu Kazandıklarımın yanında (128). Öyleyse biri eski yazıyla Sağdan sola yazsın beni (141). Şölensiz, sevinçsiz yaşıyoruz şimdilerde, Bir iğdiş ve buruşuk zamanı. Kimsenin türküsü yok dilinde (146). Kar hiç böyle kimsesiz kalmadı Kendi özgül tarihinde (147). Yalnızlık belki de gece yarısı Işık sızan bir penceredir ama, Kimi zaman da bozkırda Çıplak dağlarda, Yerde yatan bir taştır Yorgun ağırlığıyla (150). Hem kalabalık, Hem de yalnızsın bana kalırsa (151). Bir anı tüneği şimdi Yaşadığım geçmiş yıllar (154). Ömrüm, ömrüm Ve yanan mum biter. Soğur cehennem bile (155). Ama ben beslenirim ayrılıkla, Acının gurbettir memleketi (158). Adın ne idi unuttum, Yüzün silindi belleğimden. Ama ellerin; Bir su gibi akışkan Ezberimdedir hâlâ (160). Bir düzen tutturamadım (161). Ben hep ölüme ve aşka inandım (161). Ben bu dünyada bir pıtrağım (165). Kuşlar da gitti. Çiçekler gelecek bahara Tohum saçıyor (169). Ben seni yalansız Bahar gibi sevdim (171). Ve kedileri İkimiz de çok severdik (171). Şaşılacak bir şey yok. Ama tersine yaşıyorum (177). Geceleyin karanlıkta; Bir böcek çıtırtısı Neleri çağrıştırır Uykusu kaçana (178). Hiçbir şey yalınkat Değildir dünyada (178). Kusurlu dünyamızda Yer yoktur kusursuzluğa (180). Sıkıştırıp mengeneye. Sevmek çok acıdır (183). Kıyamet çoktan koptu Haberiniz yok. Siz hâlâ güneşin Her sabah doğuşuna güvenin (185). Ben neden Dudaklarının arasında İğneler tutan Bir terzi suskunluğunu Prova ediyorum Şimdi bu yol boyu Kederle yürürken Dağlara doğru (187). Cevapsız sorunun Boynu büküktür (188). İstedim ki kalmasın Acının çekirdeği yarma (201). Gün olur bütün sözcükler pörsür (200). Boğazımda yıllanmış bir çığlık (200). Ben ki zamanın alçısında Bahar oldum, güz oldum. Gittim geldim kışla yaz arasında (201). İçimde cesetler ve daha ölmemişler var (201). Akarsulara özenen bir adamım ben, Taştan taşa vuran kendini; Durmayı bir türlü beceremeyen (202). Susuyorum, sustukça yüreğim küfleniyor. Konuşsam faydası yok; Sözlerim dağılıp harfleniyor (202). Dönüş yok gereği düşünüldü; Bile bile geldim ben bu yarın başına. Geçtiğim yollar ardım sıra dürüldü (202). Sen gülümseyince, Yüreğimde bir balık oynadı (205). Önceleri bir kuru daldım ama; Tuttum yapraklar açtım, Seni görünce dünyaya (205). İçimde bir terminal kalabalığı (206). Yeni ölmüş birinin gözlerini örter gibi, Siyah uzun saçlarından Usulca geçirdim üzgün elimi (206). Sen aklıma düşünce bir rüzgâr Duyarım dolar içime Ve göğsümde bir pencere hızla çarpar (207). Bak bu yıl da eridi dağların karı; Hasretim eksilmedi ama, Akarsular çözüldü zamana karşı (208). Sözcükler nesnelere ne katar (211). Yaşamak şakaya gelmez ciddi bir iştir. Ancak bunu bilenler Hayatı bazen hafife alabilir (213). Ayrılık kapım çalmadan Sen bir ölüm beğen ölümlerden kendine (214). Yürek de elbet fetrete düşer, Biten bir aşkla yenisi arasında; Şaşırır menzilini, ayağı sürçer (217). Sonunda her güçlük elbet bir gün çözülür. Yen ağzıyla dirsek yamaya yamaya, Bugünleri de gördük çok şükür; Ne yen kaldı, ne dirsek ortada (227). İnsan usul usul ölmek için gelir dünyaya. Başlar her gün biraz daha insan olmaya. Ve ölürken usul usul ne tuhaf; Âşık olur, kedi besler, isim verir eşyaya (233). Geçmişe özlem gelmişse bir toplumda gündeme; Bugünden hoşnut değil demektir kimse (235). Kasığımda sanki dikenli bir kirpi Varmış gibi sızlayan fıtık Ve başımın üstünde savrulan tipi; Yaşlılığa alışmalıyım artık (237). Şu benim evinde kedi özleyen şiirim; Öç alır benden yıllardır bilirim. Yaşamak varken sıcak odalarda; Garlara, garajlara, otellere düşerim (241). Senin ay aydınlığında geçen geceler; Can bir yana düşer, ten öbür yana. Dilim tılsımlı bir sözcüğü heceler; Ten bir yana düşer, ben öbür yana (245). Bu yaşa geldim içimde bir çocuk hâlâ Sevgiler bekliyor sürekli senden (266). Anamın bıraktığı yerden sarıl bana (266). Bense düştüm peşine cevapsız soruların (268). Sevdiğim, tabutum, ak kefenim; Derin ve dar mezar çukurum benim (271). En büyük yanlış bir kadına bağlanmaktır; Gerçek aşk bir kadından sokaklara akmaktır (271). Masum değil, iflah etmez tutkumsun (271). Her aşk sonunda bir bozgunun anısıdır (272). Temiz kalmış ne bulunur bir çöplükte! Aşk da kirlenir elbet insanla birlikte (272). Üzülme altıok metin, hüzünlerle geçen tarazlanmış ömrüne Sen yoğun sis içinde sesi duyulan, uzak çandın bir zaman (275). Aldanma altıok metin, sultasına kışın Bak önümüz kıpır kıpır taze bahardır (279). Zaman eksiltir insanı, her geçen gün, ömründen çala çala Geçende oturup düşündüm, ne kadar kaldığımı, azala azala (284). Kendine yol döşeyenden gerçek aşkı bekleme (292). İçimde suyu kesilmiş bir fıskiye, Birdenbire buruşup soldu (304). Ben o gün öldüm gülüm, Bir daha ölmem artık (309). Sonra aynaya baktım Aynadaki giz yüzüme İşte tam sırasıdır Saklama söyleyiver Sahi ne oldu senin Dün gibi gençliğine (322). Zamanı sorgulamak Aslına bakılırsa İnsanı sorgulamaktır (331). Engin olmalı derdi yaşam, Yaşam engin olmalı (335). Sevda derin olmalı (335). Adını ne koyarsan koy, Oteller de değişti. Bir kenti kullanmanın Unutuldu tüm inceliği (339). Çocukluğudur o yaşın, Çocukluktan vazgeçme (342). Adıma özenenler ah bir bilseler kaç kaç göçük ceset yaşadım çürüdüm bugünlere kadar ben (352). Ke sil miş daim budak olur vere ceği nafaka söyle sende nem kaldı (362). Neden hep boş bir bardağa yüksünmeden boynun eğer sürahi (371). hiç aksamadan hep düne döndü gün (383). Sevgilim bak, geçip gidiyor zaman; Aşındırarak bütün güzel duyguları (391). Ağzımda ağzının silinmez ılık tadı (391). Bir şey yok paylaşacak acıdan başka (391). İşte böyledir gülüm bazı şeylerin Hiç hissedilmez varlıkları ama, Yoklukları bir uçurum kadar derin (395). Ne ben bekledim oysa, ne de sen geldin; Gerçekleşmedi henüz söz ettiğim buluşma (397). Hangi baş güzeldir bir kafatasından (402). Günlerin sonu hep pişmanlık getirir (405). Ey otel; ülkemin ta kendisisin sen benim! Bazen seni küçültmek için otellere giderim (409). Hiçbir şeyi tam anlayamaz bilinç dediğin; Acıyla tümlenir ancak türsel eksikliğin (410). Bazen belirsizliklerdir yönlendiren ömrümüzü (411). Gönlümdeki sevda seli taştan taşa atladı; Ne kadınlar sevdim de haberleri bile olmadı (412). Nedir ki zaten geçmiş dediğimiz, içinde közler bulunan külden başka (414). Geçmişle kurtulur insan dağdağasından (414). İşte budur sonelerin son sözü; Sımsıkı tutmak avucunda bir közü (415). Geçmiş olur beklenen gelecek Veysel be, ömrümüz, ömrümüz de bitecek (423). Adına sığınan Bir adam olmadım. Bu yüzden hep Belli belirsiz İmzamı okunaksız attım (427). Mutlaka okumalısınız. :)
Bir Acıya Kiracı
Bir Acıya KiracıMetin Altıok · Kırmızı Kedi Yayınevi · 20222,555 okunma
··
707 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.