İnsanın içinde buruk bir hüzün bırakan, buram buram gurbet kokan öyküler. İki kısıma ayrılan hikayeler, önce minik bir kızın dünyasından bakarken Berlin’e, sonrasında bir gurbet özlemiyle anlatıyor Berlin. Duvar yıkılıyor, komşular memlekete gidiyor, eşyalar konuşuyor. Mutlu sandığımız gurbetçilerin aslında mutluluk peşinde koşan mecalsiz kalmış ruhlar olduğunu okumak sarsıcı oluyor. Naime Erkovan’ın müthiş öykücülüğünü konuşturduğu kitabını okuyun derim.