İşte tam da bu noktada devletin kimlerin elinde olduğu, bu kesimlerin çıkarlarının iktisadi gelişme yönünde olup olmadığının sorulması gerekiyor. Devlet politikalarının ve kurumların oluşmasında ülke dışındaki güçlerin etkili olduğu, örneğin bir ülkenin sömürge konumuna düştüğü durumlarda ise, devlet politikaları iktisadi gelişme yerine ülke dışına kaynak aktarımını hedefleyebiliyor, kurumlar da ülke içinde birikim ve iktisadi gelişme yerine ülke dışına kaynak aktarımını kolaylaştıracak yönde biçimlendirilebiliyor. Örneğin 19. yüzyıldaki ve 20. yüzyılın ilk yarısındaki örneklere bakıldığında, sömürge yönetimlerinin sanayileşmeye destek sağladıkları pek görülmüyor, sömürge yönetimleri bağlı bulundukları ülkenin çıkarları doğrultusunda açık ekonomi koşullarını ve tarımda uzmanlaşmayı tercih ediyorlar.