Bu kitabı okumak için neden bu kadar geç kaldım belki de hiç kıyamadım kütüphanemde bekledi hep bitmesinden korktum belkide başka başka kitaplarda aynı kafayı bulamayacağımdan belki de..
Hakan günday çok genç yaşta nasıl böyle bir kitap yazmış acaba ne kafa ama demeden kendimi alamıyorum. O kadar çok altını çizdim ki bu kadar melankolik olup da nasıl böyle kitaplar yazılabilirdi sayfalarca..
Asla yeraltı edebiyatı değil desede yeraltı edebiyatının dibi bir kitap..
Kinyas ve Kayra doğduklarına bin pişman yasasaydık madem dibine kadar yaşayalım yaşıyorsak madem sonuna kadar yaşayalım
Hem ölümden korkan hem yaşamayı beceremeyen iki adam..
Bir Kinyas oluyorsun bir Kayra bazen herkes bazen de hiçbir şey. Sonra deliriyorsun..
Kinyas'ın yolu Kayra'nın yolu derken
Kinyas, Kayra kadar Kayra
Kayra, Kinyas kadar Kinyas oluyor
Kim Kinyastı kim Kayraydı hepsi karışıyor sonra yok oluyor bir noktada bitiyor ve tekrar birleşiyor bende..
Ruhen, bedenen, beynen dibin dibini gören iki adam..
İki adamın bunalımları, dünyaya bakışları, tükenmişlikleri, sanrıları, korkuları, ızdırapları, suç ortaklıklarına şahit oluyoruz
Psikolojik tahlilleriyle beni benden alan bir kitap oldu ve uzun süre kendime gelemeyeceğim kesin. Sağlam psikoloji ve rahat kafayla okunabilecek bir kitap ne desem ne yazsam az kalır..
** Hiçbir yere ait olmayanları iyi tanırım
Her yere aitmiş gibi davranırlar..**
**Seni anlıyorum! demek büyük bir yalandır. Kocaman bir yalan. Kimse kimseyi anlayamaz ve tanıyamaz dünyada.**
Peki ne yazacaksın sen? Bu hayatta yazacak kadar ilginç ne buldun?
** Madem ölmedik, yaşayalım o zaman dedik. "Ölümsüzdüm ben"dedim. Ölene kadar..**
**Sorarlarsa, "Ne iş yaptın bu dünyada ?" diye, rahatça verebilirim yanıtını ;
Yalnız kaldım. Kalabildim ! Altı milyarın arasına doğdum. Ve hiçbirine çarpmadan geçtim aralarından..**