“Bende sonsuzluk duygusunu ilk uyandıran, böyle bir kavramın kafamda oluşmasına neden olan annemle babamın kavgaları olmuştur, diyebilirim. Bitmeyecek gibi gelirdi hep. Ömrümce dinleyecekmiş duygusuna kapılırdım. Dahası, ‘Ölsem de, aynı kavgaları dinlerim,’ diye düşünürdüm. Hastalanmıştım bayağı, anlayacağın. Uykumda bile kavga çekiş ederken görüyordum onları. Bazan, içimden, bas bas bağırmak, camı çerçeveyi indirmek gelirdi. Ama dedim ya, korkardım babamdan. Gözümün önüne keserle öldürdüğü kediler gelirdi hep. Ağzımı açıp bir şey söyleyemezdim.”