Allah'ım! Uluhiyetinin hakkı için, gözümü bâtıldan çevir ve yarın beni ateşte yakma. Yüzüm çaresizlikten toprağa düşerken, günahlarımın tozu göklere çıkıyor. Allah'ım! Rahmet yağmurunu yağdır. Çünkü yağmurun önünde toz kalmaz.
Günahlarım yüzünden ilahi mülkte yerim olmadığını biliyorum. Ancak kendime ayak sürüyecek başka bir yer de bulamıyorum.
Allah'ım! Susanların kalbinden neler geçtiğini bir tek sen bilirsin ve yaralı gönüllere ancak sen merhem sürebilirsin.
s.214
“Allah'ım! Beni bağışla, zillet içinde bırakma! Bırakırsan eğer, kimse tutamaz elimden. İster lütfunla çağır, ister kapından kov; eşiğinden başka yere sürecek be. şım yok benim! Allah'ım; ne kadar yoksul, çaresiz olduğumuzu biliyorsun. Kötülüğü emreden nefsin kölesi olmuşuz biz. Bu azgın nefis, öyle hızlı koşuyor ki dizgini, akılla zapt edilecek gibi değil, Bir başına nefisle Şeytanı kim yenebilir? Karınca, kaplanlarla nasıl dövüşebilir ki! Hakk yolun erleri için, bana bir yol göster ve bu düşmanlardan beni, sen muhafaza buyur.
s.212