Şöyle bir silkelenip bahçeyi geçti, mutfağa girdi. Onun oturduğu yerde bir tabak duruyordu. İçinde tereyağı olan bir altlık. İçinde tuz olan küçük bir kase. Siyah emaye bir tencere. Sally buna karşı koymak için fazla güçsüzdü, masaya oturdu. Tencerenin kapağını kaldırdı. Patatesler. Haşlanmış, kaseye koymuşlardı. Hala ılıklardi. Sally patateslere baktı. Sonra bir tanesini alıp ikiye böldü, bir tarafını özenle tuza bandırdi. Tadı tıpkı nihayet eve gelmek gibiydi, birden gözlerine yaşlar doldu.