“Sessizce ölüyorum, ama sen bunun farkında bile değilsin abi.” Yazar, "Her şey öyküleşebilir" diyerek modern öykücülüğün özünü en kısa şekilde ifade ediyor. On yedi hikayeden oluşan ‘Yorgunum Mitral’ modern öykücülüğün geniş perspektifini ve çeşitliliğini her hikayede hissediyoruz. Bu kitap, hayatın her yönünü ve her tür deneyimi kapsayan bir okuma sunuyor. Özellikle birkaç kez büyük bir keyifle okuduğum beni en çok etkileyen öykülerden bahsedeceğim. Habil ile Kabil'in hikayesini bilmeyen yoktur. Bu sefer, yazar sayesinde Habil ile Kabil'in içsel çatışmalarıyla ve insan olma sancılarıyla yüzleşiyoruz. Kanayan ilk mazlumdan ilk kan akıtana uzanan bir hikaye. “Bazısının ahı tutar, bazısı sadece ahtan ibarettir!” Hikayelerde Anadolu'nun kuzeyinden güneyine uzanan insan manzaralarını okuyoruz. Hüma Kuşu’nda, çölün minyatürü olan şehirde boynu kırılmış gelincikler misali senelerce çalışıp üreten ve yaptığı kilimlerin namı yedi düvele yayılmış emekçi Seval’in çaresizliğine ve hüzünlü yaşamına şahit oluyoruz. Rüyalarında da yorulur mu insan, diye feryadını kim duyacak? Sıradışı konusu ile Yorgunum Mitral’de insan beyninin yoğun bakımda kalbe sitemini okuyoruz. Kibirli beynin kalbe serzenişine kulak verelim: “Sen insanoğluna her saniye fikir üretmenin ne demek olduğunu bilir misin?” Kadıköy-Tavşantepe Metro Hattı'nı uzun süre kullanmış biri olarak, hep durak isimlerinin arkasındaki hikayeleri merak ederdim. O yüzden Sebahat ile yaptığım yolculuk aşırı keyifliydi.

Yorgunum MitralSerpil Tuncer · Okur Kitaplığı · 202187 okunma

·

21 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Dilek Dinç