Gönderi

"eril körlük"
Viktoryen kadın algısının da yardımıyla önce saha araştırmalarına "empatik", "sevecen" ve "duyarlı" asistanlar olarak alınan kadınlar, İkinci Dünya Savaşı'nı takip eden dönem boyunca kadın hareketinin kazandığı ivme sayesinde "asıl" antropolog olarak da görev almaya başladılar. Böylece, daha önce sadece erkek antropologların gittiği coğrafyalarda onların görmediği, gözardı ettiği, önemsizleştirdiği veya erişemediği, "kadınsı" olarak kodlanan alanlan gözlemleme şansı yakalayan kadın antropologlar, aslında onca saygın çalışmanın nasıl da ciddi eksiklikler barındırmakta olduğunu fark ettiler. Henrietta Moore (1988), erken antropoloji literatüründeki bu kadınsı alanları önemizleştirme sorunundan "eril körlük" diye bahseder. Eril körlük , antropologların kendi erkek-egemen değer yargılarını araştırmalarına yansıtmalarından ibaretti. Buna göre kadınlara kıyasla erkekler çok daha akılcıydı ve haliyle bilgi kaynağı olarak çok daha güvenilirdiler. Antropolojinin "kurucu babalarından" Bronislaw Malinowski, bu yüzden disiplinini, "erkeğin kadını kuşattığı araştırma alanı" olarak tanımlar (Moore 1988: 1).
·
21 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.