Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

86 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Hiçlik ya da Her Şey Hakkında Otokritik
Şahsî hayatı hakkında kulaktan dolma bilgilerden ziyade nesnel bir tutum sergilemek yerinde olacaktır. 1991 yılının Ocak ayında gözlerini dünyaya açan yazarın nevi şahsına münhasır kişiliği bizi eseri hakkında yanıltacaktır. Çünkü kendisini pek sevmemekle birlikte en azından saygıyı hak ettiğini düşünmekteyim. Kişisel görüşlerimin kalemimi kirletmesine müsaade etmeyeceğinden emin olabilirsiniz. Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı bölümünü ikincilikle tamamlayan yazarımız toplumsal cinsiyet bağlamında tezli yüksek lisans çalışması yapmıştır. Yazının şirazesini eserden yazara kaydırmak doğru bir yaklaşım olmayacağı için esere odaklanmak yerinde olacaktır. Eser, yedi bölümden oluşmaktadır tıpkı dünyanın oluşumunun yedi günde tamamlanması gibi. Uyanış bölümü ile başlayan yazarın burada tevriye kullandığı barizdir. Kendisi hem bedenen uyanmayı hem de ruhun uyanmasını kastetmiştir. Cennet- Cehennem mitolojisi Ademler ile aktarılırken postmodern unsurların kadınsal duyarlılıkla iç içe geçtiği söylenebilir. Şiirsel dil kullanımı akıcılığı beslemekle birlikte bilinçakışı tekniğinin yoğunluğunu kırmaktadır. Bu sebeple derinliği ne kadar fazla olsa da okunması kolaylaşmıştır. Toplumsal baskı altında içine kapanan ve yalnızlaşan bir kadının yaşadığı kayıplarla birlikte toplumda yer edinebilme ve varolma çabasının aktarıldığı eserde kadının üzerinde herkesin iddia ettiği haklar ironik bir üslupla ortaya konmuştur. Ufak materyallerin kişinin hayatında edindiği yere yine bizzat kişinin karar verebileceği imgelerle anlatılmıştır. Bu da okuyucunun empati yapmasını sağlayacak düzlemde önüne çıkarılmaktadır. Üstkurmaca ile okuyucu bir yap-boz oyununa dahil edilmiş, hikayenin içinde başka bir hikayeyle karşılaşarak eksik parçaları birleştirmesi sağlanmıştır. Adını bile büyük bir tezattan alan eserde iç ve dış dünyasındaki benliği çatışan bir kadının toplumda maskelediği iç buhranlarına da şahit olmaktayız. Metinlerarasılık bağlamında Batılı kaynaklarla Doğu’nun mukaddes incilerini sentezleyen yazar, Yusuf Peygamberden helak olan Lut Kavmi’ne Jean Paul Sartre’dan Virginia Wolf’a kadar tüm ölümsüz eserleri ustalıkla kendi eserinde sezdirmektedir. Birden karşımıza çıkan Tutunamayanlar’ın karakterleri Tehlikeli Oyunlar’la birleşmiş metindeki varoluşsal sancıyı anlamlandırmıştır. Bütüne yayılan leitmotifler anlamı pekiştirmekle birlikte okuyucunun iç sesi haline gelmektedir. İsimsiz bir kadınla “Kadının Adı Var” dedirten bu eser modern yaşamda sıkışıp kalan insan kalabalığını anlatmasıyla suya sabuna dokunur cinstendir. Toplumun dezavantajlı bölümüne hitap eden eserde hiçbir şey bulamayan biri en nihayetinde kendisini bulacaktır. Yalnızlık, yabancılaşma, varoluş, çocukluk travmaları, kayıp, acı, dedikodu, iş hayatındaki zorluklar, hayvan sevgisi ve aşk temaları kuyumcu titizliği ile işlenmiş bu eseri keyifle okuyacak, “ERKEK yazar, kadın okur.” tabusunun yıkıldığını göreceksiniz.
Hiçlik ya da Her Şey
Hiçlik ya da Her ŞeyTuğba Saydam · Kitapyurdu Doğrudan Yayıncılık · 2024103 okunma
··
12 artı 1'leme
·
823 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.