Gönderi

624 syf.
5/10 puan verdi
·
18 günde okudu
Ulan Martin Yatacak Yerin Yok Oğlum!
Bir zamanlar çok popüler olan bir dizi iken izlememiştim. Genellikle dönemlik popüler olan işlerden kaçtığım için bundan da öyle uzak durmuştum. Daha sonra ise bunca insanın beğenerek izlediği bir diziyi en azından fikir sahibi olmak için izlemeliyim diye düşündüm. Ardından da Ocak 2022 gibi diziyi izledim. Bitirdiğimde de dizinin kitaplardan uyarlama olduğunu öğrendim ve okumaya karar verdim. Burada da kitaplarla ilgili düşüncelerimden bahsedeceğim. Öncelikle seriyle ilgili gerçekten ne düşüneceğimi bilmiyorum. İzlediğim zaman da okuduğum zamanda da para kaygısı güdülerek yazıldığını hissettiren çok şeylerle karşılaştım. Dizide seks sahnelerini yer yer bu amaç için kullandıklarını düşünüyorum. Kitapta da yine aynı noktalarda var ancak okurken o kadar göze batmıyor. Hikâyede adını koyamadığım bir sinir bozucu taraf var. Galiba bu da olay örgüsünün çoğunlukla tamamlanmaması. Hikâye çoğunlukla şu şekilde ilerliyor: Giriş, gelişme, olayların sürüncemede kalması veeee yeni bir olay. Giriş, gelişme ve aynı şeylerin tekrarı da tekrarı. Okur/Seyirci bir olayın içine merak duygusuyla sürükleniyor. Büyük bir beklentiye giriyor ve ardından hiç beklemediği bir şaşkınlıkla olay neticeleniyor ya da yeni bir olay başlangıcı peydahlanıyor. Kimileri bu durumu sevse de benim hoşuma gitmedi. Yani bir olay başlıyor bunun sonucu ne olacak diye düşünmeye başlıyorum. Gizem nasıl çözülecek diye düşünüyorum. Ortada gizem de kalmıyor sonuç da önemsenmiyor ikinci bir olaya geçiliyor. Aslında günlük hayat gibi bir bakıma. Bir olay gündem oluyor, ardından o olay sonuçlanmadan ikinci bir olay hayatın içine giriyor ve eski olayın yerini alıyor. Bu şekilde gerçek hayata yakınlığı benim açımdan olumlu bir yandan ama olay örgüsünün de tamamlanmasını beklediğim için sanırım gidişata biraz gıcık oldum. Ayrıca hikâyenin uzaması için de bu yöntemi kullandığını düşünüyorum. Çünkü diğer türlü hikâye biter, dizi biter, kitap biter ve dolayısıyla para biter. Zaten yazar dizinin yapımcılarından biriymiş. Kitap her ne kadar muazzam bir evren oluşturmuş, çok sayıda karakterden oluşan ve detayların hiç atlanmadığı bir olay örgüsü oluştursa da anlatımda yer alan betimlemelerin çokluğu ve aksiyonun uzunca bir süre saklanıp son saniyelerde patlaması insanı sıkıp hikâyeden uzaklaştırabiliyor. Örneğin yirmi sayfalık bir bölümün ilk 10 sayfasında karakterin etrafındaki nesneler, giydiği kıyafetler, yediği gıdalar anlatılıp psikolojisine bir teğet geçtikten sonra, 5 sayfa boyunca da etrafında bulunan ikincil karakterlere dair detaylar veriliyor ve baştan savma kısa bir olay gerçekleşiyor. Kalan 5 sayfanın 2-3 sayfası ise bir değişiklik hissettiriyor öncelikle ancak fırtına öncesi sessizlik gibi bir durgunlukta ilerliyor. Ardından oluşan aksiyonun boyutuna göre (ölüm, haber, kavga, tartışma vs.) aksiyon gerçekleşiyor. Ancak sonuç öngörülemiyor. Yazar burada bir kurnazlık edip aksiyon sonucunu bir sonraki bölümün başlangıcında ortaya çıkarmak üzere saklamış. Yani karakter savaş sonrasında ağır yaralanmış, öldüğünü düşünüyorsunuz ya da darağacına çekilmiş, yine öldüğünü düşünüyorsunuz ancak bir sonraki bölümde karşınıza çıkabiliyor. Betimleme, fırtına öncesi sessizlik, aksiyon patlaması ve sonucun belirsizliğe ile bir başka karaktere/sahneye geçiş… Eserin içeriğinde ise başrol/ana karakter kavramı yok. Başrol taht diyebiliriz. Bu da benim açımdan olumlu ve özgün bir yaklaşım. Hiç beklemediğiniz anda hiç beklemediğiniz bir karakter oyun dışı kalabiliyor. İnsanı dumura uğratan bir yapısı var bu durumun. Ancak hikâyede o kadar fazla karakter var ki, birini değil birkaçını hikâyeden çıkarıp “spin of” dizi ya da ayrı bir kitap haline getirseler akış bozulmaz. Olaylara odaklanmasının yanı sıra bazı karakterler için bu neden burada; görevi, motivasyonu ne diye sorduğunuz zaman cevap alamıyorsunuz. Fazla karakter, olayların çağlayan gibi akıp gitmesi, ne varsa önüne katıp götürmesine ve hikayenin kalitesinin azalmasına sebep olmuş. Toplam 4962 sayfadan oluşan 5 kitap serisi… genel seriye benim puanım 6/10. Tahminim o ki kitabın finali de insanları hayal kırıklığına uğratacak. Bunun sebebi de çok fazla karakter, hepsini tek bir noktaya bağlamak çok zor. Ayrıca hikayede ana karakter yok ancak karakterlerin özelinde bir anlatım var. Bu durum da öyküyü kıldan ince bir zeminde ilerletmek demek. Bunun da finalin kalitesini düşüreceğini düşünüyorum. Yeni kitaplar çıkarsa sadece hikâyenin finalini merak ettiğim için özet halinde okuyacağım. Tabi yazarın keyfi yeter de çıkarırsa. 2012’den beri ha çıktı ha çıkacak diye diye 2021 yılına uzatmış. Bu adamın yatacak yeri yok (!). Özetle okunabilir bir eser ancak abartılacak bir tarafı da yok.
Ejderhaların Dansı - Kısım 2
Ejderhaların Dansı - Kısım 2George R. R. Martin · Epsilon Yayınları · 20132,910 okunma
·
66 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.