Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Fethullah Gülen ve Şefik Can
academia.edu/116271428/Funda... Aşağıdaki yazı Fethullah Gülen'in Şefik Can'nın kitabına yazdığı önsözle ilgili... Abdullah Aymaz'ın kaleminden okuyalım. 1910 yılında Erzurum'da müderris Tevfik Efendi ile Gülşen Hanım'ın oğlu olarak dünyaya gelen Can, Birinci Dünya Savaşı ve Millî Mücadele'ye şahitlik etmiş. 1916'da Sivas'ta "Padişahım çok yaşa!" diye başladığı ilkokulu, 1922'de bitirmiş. Osmanlı'nın hazin çöküşüne, köklü bir kültürün yok oluşuna ve Cumhuriyet'in doğum sancılarına şahit olmuş. İlkokulu bitirdikten sonra babasının arzusuyla askerî okul imtihanlarına girmiş. İmtihanı kazanarak 1923-24 öğretim yılında Tokat Askerî Ortaokulu'na başlamış. Buradan sonra Kuleli Askerî Lisesi'ni ve Harp Okulu'nu bitirmiş. 1932'de Haydarpaşa Askerî Veteriner Okulu'nda Ayniyat Muhasibi olarak göreve başlamış. Yeni Adam, Türk Sanatı ve Bilgi Yurdu gibi dönemin tanınmış kültür ve edebiyat dergilerine hikâye ve makaleler yazmış. Millî Savunma Bakanlığı'nın müsaadesiyle İstanbul Üniversitesi'nde imtihan vererek öğretmen olmuş. Tahir Olgun'un rehberliğinde stajını tamamlamış. 1965'de emekli oluncaya kadar çeşitli okullarda Türkçe ve edebiyat öğretmenliği yapmış. Şefik Can, Tahir Olgun'dan aldığı feyz ve muhabbetle Hazreti Mevlâna ve öğretisine hayranlık duymuş, ömrünü buna vakfetmiş. Hayatını Mevlâna'nın dünyasını anlamaya adayan Can, Tahir Olgun'dan "Mesnevîhanlık" icazetini almış. Mevlâna ve eserleri üzerine yapmış olduğu derslerden dolayı 2001 yılında Gülen'e yakınlığıyla bilinen Türkiye Yazarlar Birliği tarafından Yüksek Hizmet Ödülü'ne layık görüldü. 2005'te vefat eden Şefik Can'ın nâşı Konya'daki Üçler Mezarlığı'nda medfun bulunuyor. Merhum Şefik Can'dan geriye kalan kitaplar şunlar: Mevlâna ve Eflâtun; Klâsik Yunan Mitolojisi; Mevlâna'dan Rubailer; Mevlâna: Hayatı, Şahsiyeti ve Fikirleri; Konularına Göre Açıklamalı Mesnevî Tercümesi; Divan-ı Kebir'den Seçmeler; Cevahir-i Mesnevîye; Mesnevî Hikâyeleri... Işık Yayınları, Şefik Can yaşarken, onun "Mevlâna: Hayatı, Şahsiyeti ve Fikirleri" kitabını İngilizceye tercüme eder. Şefik Can, kitabının İngilizce baskısının önsözünün Fethullah Gülen tarafından yazılmasını talep eder. Fethullah Gülen'in yazdığı metin şu minval üzere olur: "Hz. Mevlânâ, hep Allah'a koşmuş ve başkalarını da koşturmuş bir Hak eri. Her zaman aşk ve şevk ile coşmuş ve çevresine sevgi meşk ederek onları da coşturmuş dengeli bir cezbe insanı; marifeti, muhabbeti ve aşk u şevki yanında aynı zamanda tam bir mehâfet ve mehâbet kahramanı; herkesi Hakk'a ve o kutlu sona çağıran bülend-âvâz bir münâdi; rızası, Hak rızasının eseri ve aşk-ı iştiyakı da Hak teveccühünün tezâhürü, bir ÜSTAD-I CÂMİ idi. Çağına seslendiği gibi, o Muhammedî ses ve nefesini asırlar ötesine de duyurabilmiş; kendi çağının talihlilerini tembih etmenin yanında günümüzün insanlarını da uyarmasını bilmiş BÜYÜLÜ BİR NEFESTİR. " Merhum Şefik Can, Fethullah Gülen'in Hazreti Mevlâna'ya dâir yazdıklarını büyük bir takdirle karşılar. Hizmetinde bulunan bakıcısı ve asistanı Nur Artıran Hanımefendi'den bu takdirlerinin Fethullah Gülen'e iletilmesini ister. Hanımefendi, Fethullah Gülen'in hizmetinde bulunan Osman Şimşek'e şu mektubu yazar: "Muhterem Osman Beyefendi, Efendi Hazretleri'nin (M. F. Gülen) yazmak lütfunda bulunduğu birkaç sayfalık takdim yazısını aldım. Size çok teşekkür ederim. Bu çok değerli yazıyı heyecanla Hocam'a (Şefik Can'a) okudum, hayranlık dolu sözlerini, o anki coşkun duygu ve düşüncelerini sizlere arz ederek paylaşmak istiyorum. 'Senelerden beri bu memlekette birçok mânevî büyükler gibi yanlış anlaşılan Hz. Mevlâna ve eserlerine kendimi verdim. Hz. Pîr hakkında gerek Türkçe, gerek yabancı dillerde yazılmış birçok kitabı inceledim, okudum. Fakat Efendi Hazretleri'nin birkaç sayfaya sığdırdığı Hz. Mevlâna hakkındaki görüşlerini, onun İlâhî aşkını ve Muhammedî sevgisini, büyük bir veli olduğunu, bu kadar güzel tavsif eden bir yazıyı hiçbir kitapta görmedim. Bu çok değerli yazı karşısında Hz. Mevlâna hakkında kendi yazdıklarımdan utandım. Benim acizâne, naçizâne kaleme aldığım Mevlânâ kitabı, Efendi Hazretleri'nin yazmış olduğu bu derin mânâlı birkaç sayfalık yazısının karşısında silindi, yok oldu. Efendi Hazretleri'nin İngilizce tercümeye bu takdim yazısını yazması beni çok duygulandırdı. Ben bu şerefe nail olacak insan mıyım? Şaşırdım kaldım. Beni bu şerefe nail ettiği için Allah'a şükrediyorum. Tükenmek üzere olan doksan beş senelik ömrümün, o büyük zâtı görmek, ayaklarına yüzümü sürmek için biraz daha uzamasını Hakk'tan niyaz ediyorum. Eğer benim ömrüm vefa etmezse, sana vasiyet ediyorum; sen git benim yerime o büyük zâtın ayaklarına yüzünü sür. Çünkü o mübarek insan, müsamahalı görüşleriyle dinler arası diyalog kurarak bütün dinleri ve insanları barıştırmak gayreti içinde hayatını geçirmektedir. İnsan sevgisinde en üst dereceye varan o büyük zât, o insan-ı kâmil, zamanımızın yaşayan Mevlâna'sıdır. Bu sebeple onun karşısında saygıyla eğilir, onu selâmlarım.' Böylesine güzel, içten, samimi, gönülden gelen duygular karşısında bendeniz de, zahiren hiç görüşemeden birbirine böylesine sevgi ve saygı duyan bu iki mübarek Hakk dostu, Hakk âşığı karşısında, saygıyla eğiliyor, aşk-ı niyaz ediyorum. Fakiriniz, Hayat Nur Artıran, Emekli Albay Şefik Can'ın asistanı."
38 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.